30 Haziran 2020 Salı

METALLİCA - NOTHİNG ELSE MATTERS KLİP PROJESİ ÖDEVİ

METALLİCA - NOTHİNG ELSE MATTERS KLİP PROJESİ


Klibin Hikayesi: James bir haçlı şövalyesidir. Yalnız bir adamdır ve tek dostu atıdır. Her sabah kalkar ve doğuya doğru yürür.  Onun için bu yürüyüşünden başka hiçbir şey önemli değildir. Sakin ve dingin bir adamdır. Çevresine karşı hiç duyarlı değildir.

Karakterlerin Görünüşleri:
James Hetfield (Metalicanın solisti karizmatik abi) bir haçlı şövalyesi rolündedir. Üzerinde siyah üzerine beyaz haç işareti olan şövalye kıyafeti vardır. Altına giydiği şey de siyahtır. Kollarında gri çelik örgü bir koruma vardır ve başından bir koruma yoktur. Kıyafetleri öyle gıcır gıcır değildir, eski olduğu ve çok uzun süredir giydiği bellidir. Özellikle kıyafetinin siyahı öyle simsiyah değil; güneşten solmaya yüz tutmuş gibi gözükmektedir. Klibin tamamına hakim olan "Başka hiçbir şey önemli değil" duygusunu vermektedir. Çok iyi gözükmenin bir önemi yoktur. James'in saçları kısadır ve  yaklaşık on santimetre uzunluğunda keçi sakalı  vardır.

Aynı duyguyu vurgulayacak olan ikinci ayrıntı da atdır. Öyle bembeyaz, sağlıklı, dipdiri bir İngiliz atı yerine kahverengi, tüyleri parlak olmayan ve çok iyi gözükmeyen, kaba tabirle iş gören bir atı vardır James'in. Atın gözlerinde hep bir dinginlik vardır.

Mekan: Tamamı dış çekimdir.

Zaman: Zamanı gösterecek hiçbir ayrıntı yoktur ama 1400 ile 1600 yıllar arasın Avrupa'da geçmektedir. Genelde kumlar üzerinde ve çorak arazide yürür.

Önemli ayrıntı: Klip tam bir günü yansıtır. Sabahtan geceye kadar ve tek sahne diğer günün sabahında biter, 24 saatlik devinim biter. Devamlılığı veren ayrıntı ise güneş ve gölgelerdir. Sabah güneşe doğru yürümeye başlarlar, öğlen güneş tepelerindedir, öğleden sonra güneş artık arkalarına düşer ve gölgeleri önlerinde olur.

PART 1:

Sahne 1:
Kamera önce atın yüzünü profilden ,oradan da ağır ağır uzaklaşarak James'in yüzünü yine profilden göstermektedir. İkisi de ne uykulu ne de dinçtir; ne savaşa gidiyor gibi bir kendinden eminlikleri  vardır, ne de geziyormuş gibi rahat ve relakslardır. İfadesiz ve dalgın gibidirler.

Sahne 2:
Kamera James'ten yeni doğmak üzere olan güneşe doğru ağır ağır gider. İkilinin güneşe doğru yürüdüğü vurgusu özellikle verilmelidir.

sahne 3: James ve atın ağır ağır yürüdükleri profilden çekilmektedir ve kamera odağa james'in sırtındaki kılıcını izleyenin çok gözüne sokmadan alır.

Sahne 4: Bu sahnede kamera arkadan çekmektedir. Güneşin yeni doğduğu bir kez daha gösterilirken James ve atı güneş ışığından dolayı gölge gibi kalmaktadır. Bu sahnenin önemi yerlerin kum olması ve James ve atın adımlarının yerden kaldırdığı tozun belirgin bir şekilde gösterilmesidir.

Sahne 5: Yerden kalkan tozlar çok daha yakından gösterilmektedir. Güneş ışıkları oklar gibi tozların arasından geçmektedir ve klibin ilk dakikası dolmakta, şarkının sözleri başlamaktadır.

PART 2:

Sahne 6: Bu sahnede bir nehir kıyısında duruyordur James ve atı.

Sahne 7: İkisi de beraber nehirden su içiyorlardır. Su içerkenki halleri de yürürkenki durumlarından farklı değil. Sakin umursamaz bir şekilde. Öyle kana kana bir içiş değil. Dinginlik burada bir kez daha vurgulanmaktadır.

Sahne 8: James'in suyu yüzüne çarpar ve damlalar yüzünden saçılırken yine arkada güneş vardır. Güneşin artık doğduğu burada vurgulanır. Saat sanki  10 gibidir.

PART 3:

Sahne 9: James ile at yine aynı dinginlikte yürüyorlardır. Kamera ikisini de yine profilden çeker.

Sahne 10: Bu sahnede iki adet cüzamlı karakter birbirlerine doğru bakarak bir şekilde profilden görülmektedir. Üstlerinde turuncu çarşaflar vardır, sanki Tibetli tapınak rahiplerinin olduğu gibi vücutlarına sarılmıştır. Üzerilerindeki turuncu çarşaf eski ve solmuş, hatta etek kısımları tiftik tiftik olmuştur. Cinsiyetlerini belli edecek hiçbir özellikleri yoktur, zaten ikisi de saçsız sakalsız ve deforme olmuş yüzlere sahiptirler ve giydikleri tek takım çarşaf kadın mı erkek mi oldukları hakkında hiçbir ipucu verilmemektedir.

Sahne 11: Cüzamlı karakterler birbirlerine doğru yaklaşırlar ve zıplama başlarlar. Dans gibi kolları havada ama tam da dans gibi değil; sanki transa geçmişler gibi. tam ikisinin ortasında bir şekilde zıplarlar.

Sahne 12: Zıplayan cüzamlı rahipler birbirlerine doğru kollarını açmış bir şekilde sarılacaklarken James ve atı yanlarından geçer. Bu sahnenin önemli kısmı cüzamlı rahiplerin sarıldıkları an gözükmez James ve atın geçişi tam o anda gerçekleşir. İzleyicide sarıldılar mı öpüştüler mi algısı oluşturulmalıdır.

Sahne 13: James ve atı aynı aheste yürüyüşleri ile devam ederlerken kamera bu sefer ikisini de arkadan çeker sanki rahiplerin gözündenmiş gibi ve cüzamlı rahiplere kamera dönmez.

PART 4:

Sahne 14: Devasa bir ağaç gözükür. Gövdesi belki on metre çapında, boyu ise 20 metre yüksekliğindedir. Ağaç çok heybetli olmasına rağmen gür dallara ve yapraklara sahip değildir. Klibin genelinde oluşturulan olması gerektiği kadar ve gösterişsizlik anlamını güçlendirmektedir. Ağaç bu sahnede uzaktan çekilir.

Sahne 15: Bu sahnede ağaç en tepesinden toprakla buluştuğu yere kadar ağır ağır çekilir. Ağacın yapraklarındansa o yorgun gövdesi odağa alınır.

Sahne 16: Yine profilden bir çekimle at ve atın yularından tutan James, o heybetli ağacın yanından geçerler. Çekim biraz uzaktandır. Sahnede verilmesi gereken nokta James ve atın ağaca hiç bakmadan, ağaç hiç ilgilerini çekmeden yürümeleridir.

Sahne 17: Bu sefer de sanki kamera ağaçmış gibi at ve James'in yürüyüp gidişleri arkadan çekilir. güneş biraz daha yükselmiştir. Sahnede bu vurgulanmalıdır.

PART 5:

Sahne 18: Kadın ya da erkek olduğu belli olmayan bir karakter gözükür. Saçları orta uzunlukta ve sarıdır; sakalları yoktur. Taramış saçları hafif bir şekilde bozulmuştur. Vücudu incedir; göğüsleri ya da bel kıvrımı yoktur. Üzerinde kahverengi kıyafetler ve elinde tahta bir kılıç vardır ve yüzünden heyecan okunmaktadır.

Sahne 19: Bir önceki sahnede gözüken karaktere doğru koşan yine kendi gibi fiziksel özelliklere sahip köylüler vardır. Köylülerin elinde saban kürek gibi şeyler vardır ve saldırmak için koştukları bellidir. Kamera hiçbir köylüye odaklanmaz. Sadece kalabalığı temsil etmektedirler.

Sahne 20: James ve atı yürürler, çekim yine profildendir. Kavgaya doğru yol aldıkları izlenimi yürüdükleri için otomatik olarak verilmektedir.

Sahne 21: Çekim profildendir. Koşan köylülere karşı sarışın genç çocuk tahta kılıcını bir şovalye gibi çekmiştir ve o da saldırmaya hazırdır. Koşan köylüler tam pozisyon almış gözlerinde korku olan çocuğa saldıracakları anda James ve atı yanlarından geçer. Yine ikisininde bakışları yerdedir ve olayla hiç ilgilenmiyor; hatta olayı fark etmiyor gibi gözükürler.

Sahne 22: Kamera yine James ve atı arkalarından çeker. Güneş artık tepededir.

PART 6:

Sahne 23: James'in terlediği yakın çekimle verilir. Yüzündeki gözenekler terden iyice büyümüşlerdir.

Sahne 24: Şakaklarından akan ve çenesinden damlayan bir damla tere yakın çekim yapılır ve aynı sahnede kamera atın yüzüne gider. At o anlarda birkaç kez göz kırpar ve derin bir nefes aldığı o an şişen burun deliklerinden gösterilir. Bu sahnede karakterin yorulmuş olduğu hissi verilmektedir. Hiçbir şey yapmasalar da, yoldaki olaylara kayıtsız kalsalar da; James ve atının üzerinde bir yorgunluk vardır.

PART 7:

Sahne 25: Bir panayır kurulmuştur. Palyaçolar, cüceler ve midilli atları koşuşturuyorlardır. Özellikle kırmızı beyaz bir panayır çadırı dikkatleri çeker.

Sahne 26: Yaşlı bir cüce elindeki 3 topu havada çeviriyordur ve bir başka  palyaço da diğer palyaçoya elindeli kocaman eldivenle bir tokat atıyodur.

Sahne 27: Tokatı yiyen palyaço iki kere kendi etrafından dönerek yere düşmektedir.

Sahne 28: Çirkin bir çingene kadın upuzun ağızlıklı ince sigarasını içerken bir yandan gülmektedir ve gülerken dişlerinin sarılığı ve yüzünün kırışıklıkları belli olur. Çingene kadın kan kırmızısı bir tek parça elbise ve siyah topuklu ayakkabılar giyiyordur.

Sahne 29: Midilliye binen bir cüce midilliden düşer.

Sahne 30: Aynı çirkin çingene kadın yine korkunç bir şekilde güler. Gülerken alt dudağı ile üst dudağı arasında  bir salya yapışmış bir şekilde durmaktadır.

Sahne 31: James ve atı profilden çekimle  panayırın ortasından geçmektedir. Yine aynı kayıtsızlıkla panayıra hiç bakmazlar.

Sahne 32: Geniş açı bir çekim: Cüceler James'in etrafından koşmaya başlar, palyaçolar dikkat çekmek için hareketler yaparlar. En sonunda çirkin çingene kadın James'e tacizkar dokunuşlarda bulunur; eli omuzlarında, boynunda gezer. James hiçbir şekilde dönüp bakmaz ve yürümeye devam eder. Kadın James'in yanağında bir öpücük kondurur ve rujunun izi kalır. James kadını itmek için dahi bir hareket yapmaz. Tek yaptığı ilgisiz gözüküp yürümektir. Atın da bu hengamede hiçbir şekilde ilgisi dağılmaz ve yürümeye devam eder.

Sahnenin devamında panayır halkı James ve atın arkasından hareket çekerler ve bağırırlar, hepsinin yüzünden öfke okunur.

PART 8:

Sahne 33: Panayır geride kalmıştır. James eliyle yanağındaki ruj izini siler. Güneş artık gerisinde kalmıştır. saat sanki 15 gibidir.

sahne 34: James ve atı bu sefer karşılarından üç tane şövalye görürler. Hepsinin kıyafetleri gıcır gıcırdır. Upuzun kılıçları  vardır. Yüzleri gözükmez, metal başlıklar giymişlerdir ve korkutucu bir şekilde gözükmektedirler. dkk 4:30 gibidir, ve 4: 53'e kadar bu şövalyeler ayrıntılı ve korkutucu bir şekilde çekilirler. Kılıçlarının keskinliği, uzun boyları gibi ayrıntılar geçer. Güneş James'e artık arkadan, şövalyelere ise cepheden gelmektedir. Bu ayrıntıya dikkat edilmelidir.

Sahne 35: Şarkının kreşendo anı: dkk: 4:53. "tak tak tak tak tak" bir bateri. Ve hemen arkasında gelen "Yee Yeeee!" kısmı. Klip boyunca James'in şarkıya eşlik ettiği tek an bu "Yeee Yeee!" kısmıdır. Elektro gitar solo ile şövalyeler James'e doğru koşmaya başlarlar.

Sahne 36: James atının yularını bırakır ve sırtındaki kılıcı çeker.

Sahne 37: Şövalyeler James'e doğru koşmaya başlarlar.

Sahne 38: Dövüş sahnesindeki vurgulamak istediğim nokta şudur: James adamlarla savaşmak için o kadar yolu yürümemiştir. Rastlantı sonucu bir karşılaşma ve dövüş gerçekleşmektedir ve başlatan James değildir. Daha önce yolda gördüğü her şey karşı kayıtsız kalan James'in amacı yine yoluna devam etmektir. Bu sebepten yine yürür şekilde dövüşür. Mesela bir düşmanını yere düşürünce ona yönelmez, yine yoluna yönelir. Bir başkasını sağa iter ama ona dönüp ona doğru devam etmez, yine yoluna doğru devam eder ve hiç geri adım da atmaz.

Sahne 39: Bir kılıç James'e doğru gelir ve sakalını altını keser, burası ağır çekimle verilir.

Sahne 40: James bir düşmanını yaralar, kan yüzüne sıçrar.

Sahne 41: James biraz daha dövüşür, düşmanı geri adım atıp durur. Yine James'in bir ok gibi yolunda gittiği vurgulanır.

Sahne 42: James'in başına kılıcı ile vurduğu bir düşmanı yere düşer.

Sahne 43: Geride bıraktığı bir düşmanı ona arkadan saldırır ve James eğilip kılıcın başının üstünden geçmesine izin verir ve arkasını dönmeden kılını sanki bir kayakçının batonunu kullandığı gibi geriye sallar ve düşmanın karnına saplar.

Sahne 44: Son kılıç darbesini alan adamın gözlerinden gibi bir sahne verilir. James yürüyordur ve atı hemen onun yanına gelir. Güneş artık jamese arkadan vuruyordur ve gölgesi uzundur.

dkk: 5 24'de bu dövüş sekansı biter

PART 9:

Sahne 45: James yüzündeki kanı silmek için bir hamle yapar ama kan yayılır.

Sahne 46: James ve atı yürüyordur, atın yuları tekrar James'in ellerindedir.

Sahne 47: Koskoca Metallica klip çekiyor. Bütçe sağlam. Burada ünlü kadın bir oyuncunun klibe girme vakti gelmiştir. Ben Natalie Dormer'ı çok uygun buluyorum. The Tudors dizindeki rolüyle göstermiştir ki; Anglosakson bir prensesi ondan daha iyi kimse canlandıramaz ve o balon etekler, korseler ve uzun eldivenler onun kadar kimseye yakışamaz. Eğer yan çizerse Belle Johnson hanımefendi (fotomodel olan) büyüleyici güzelliği ile  klibe renk katacaktır. Belle hanım da anlaşılırsa saçları mutlaka bukle bukle olmalıdır.
Bu sahnede alışılagelmiş olan James ve atının yandan geçtiği ve klibin ana duygusu olan hiçbir şey önemli değilin vurgulandığı manzaralardan birini yansıtacaktır. Natalie Dormer kan kırmısızı bir kıyafet içerisindedir. Eldivenleri, eteği, dekolteli üst kıyafeti kan kırmızısı ama düz değil detaylı ve şaşalıdır. Kırmızı bir ruj sürmüştür. Yanında şişman yaşlı kadın hizmetçileri vardır. Hizmetçiler beyazlar içerisindedirler. Biri Natalie Hanımın çayını doldururken diğeri ise şemsiyesini tutuyor, bir diğeri ise bir emriniz var mı, dercesine duruyordur. Ortam yeşil bir bahçedir. Natalie hanım akşam beş çayını tüm zarafeti ile içiyordur.
Savaştan yeni çıkmış, yanağında ve kıyafetinde kan lekeleri olan James etrafa testesteron saçıyordur ama bunu kendinden güvenli yürüyüşü ile yapmıyordur. James klibin başından beri olduğu gibi dingin ve "hiçbir şeyin çok bir önemi yok" "her şey olacağına varır" modunda yürüyordur.

Sahne 48: Natalie hanım James'i süzer.

Sahne 49: James ile atı yandan yürürken çekilir. Atın yuları atı ile beraber yürüdükleri tüm sahnelerde olduğu gibi James'in elindedir.

Sahne 50: Natalie hanım fark edilmemesinin verdiği öfke ile hafifçe kaşlarını çatar ama James'ten etkilendiği de mimiklerinden yansımalıdır. Tabi tüm mimikleri bir prenses edası ile verir.
PART 10:

Sahne 51: James ve atı arkalarından çekilir, Artık güneş batmak üzeredir ve gölgeleri kendi boylarını geçmiştir.

Sahne 52: Hava kararmıştır, sadece bir ateş gözükmektedir ve at ağaca bağlıdır.

Sahne 53: Ateş söner.

PART 11:

Sahne 54: Sabah olmuştur ve klibin ilk sahnesindeki gibi James elinde atın yuları güneşe
doğru yürüyordur, yürürken ayaklarından çıkan tozların arasından güneş ışınları geçiyordur.

SON



Masraflar:
At: 1.000 dolar
Cüzamlı rahiplere: 1.000 dolar
Cüzam makyajı için makyöz: 2.000 dolar
Ağaç sahneleri için özel efektler: 10.000 dolar
Tahta kılıçlı adam: 1.000 dolar
Saldıran köylüler: Fun clup üyelerinden bulunur
Cüceler (3 tane): 9.000 dolar
Palyaçolar (4 tane) :  8.000 dolar
Çingene kadın: 5.000 dolar
Midilli: 1.000 dolar
Şövalyeler (3 tane): 15.000 dolar
Natalie Dormer: 100.000 dolar
Natalie hanımın menajer: 10.000
Hizmetçiler (3 tane): 3.000 dolar
Kıyafetler: 20.000 dolar
Saç makyaj: 4.000 dolar
Prodüksiyon ekibi: 150.000 dolar
Yemek: 2.000 dolar
Toplam: 342.000 dolar artı eksi %10