28 Mayıs 2012 Pazartesi

pazartesi - lades


İnsanlar neden oyun oynarlar asla anlamam pazartesibazlar. Okunacak o kadar kitap, düşünülecek bu kadar problem varken; beni düşünmek ve esas oğlanın ben olduğum hayaller kurmak varken neden bu tür uğraşlar manalandıramıyorum.
*Kanuni boşlukları iyi bilmeli.
*Mavi kapak biriktirmekten başka cennete gitme planları olmalı.
*Potansiyeli büyük büyük bir yalancı olmalı.
*Muhbir vatandaş olmalı.
*Babasının karavanı olmalı.
*Film izleyince sinema eleştirmeni kesilmemeli.

Belçika firstleydisinin kapımda altı gündür yattığını ve bir şey yemediğini duyunca akşamdan kalma yaptığın nohut pilavı plastik bir kaba koydum ve kapıyı aralayıp verdim. Zavallının gözaltları mosmordu. Neyse tabağı alır almaz bağırmaya başlamaz mı, “Lades Lades” diye. Kapıya saldırıyor, ihtiyatlıyım ki zinciri çekmişim. Viledanın sopası ile koluna bacağına vurup kapıyı kapattım. Demek Belçika’da bu oyun farklı oynanıyor.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

pazartesi - bu devirde evlilik zor


Akşam üstü en havalansın diye camı açtım ve 120 kadını gelinlikle ve 120 erkeği damatlıkla gördüm pazartesimania müzdaripleri. Evlilik kararı alan kadınları çok takdir ederim. Bir kadın eğer evleniyorsa kaybetmişliği, mağlubiyeti kaybetmiş demektir. Bana layık olmadığı, olamadığı gerçeğiyle yaşamaya karar vererek ömrünü bir şekilde tüketme yolunu seçmiştir.

*Farkındalık eşiği yüksek olmalı.
*İkimizde mutsuz olduğumuzda benim mutsuzluğumun daha büyük olduğu konusunda mutabık olmalıyız.
*Lades, yumurta tokuşturmaca gibi oyunlara girmemeli.
*İlişkimizin ateşliliği hakkında sütun grafikler hazırlayıp bana sunum yapmalı.
*Sporu salonda değil yatakta yapmalı.

Evlenebilen erkekleri de benimle aynı yüzyılda yaşayıp bir eş buldukları için ayrıca takdir ederim. Neyse bir el sallayım da dağılıp; evlerine gidip, sevişsinler dedim ve el salladım. Bir çığlık, bir sevinç, bir kıyamet... Sonra gelinler birbirinin, erkekler birbirinin dudaklarına yumuldular. Sonra bilincim kapanmış...

13 Mayıs 2012 Pazar

pazartesi - anneler günü kutlamaları


Bunu da gördüm ya artık bu dünyadaki hiçbir şey beni şaşırtmaz pazartesiciler. Benim anneler günü mü kutlamak ne demek oluyor? Hadi bir gaza geldiniz, eğlenelim dediniz o nasıl bir kutlama anlayışı? Kim derin göğüs dekolteli kıyafetleri giymiş bir çayda çıra ekibi izlemek ister? Kim kıspet giymiş dansözleri izlemek ister? Kim topuklu ayakkabılarla koşu yarışmasıni izlemek ister?

*İnşallah, maşallah azından düşmemeli.
*Arada sırada bıyığımı düzeltmeli.
*Sinemada komedi filmi izlerken şakaya ilk reaksiyonu o göstermeli.
*Motosiklet ehliyeti olmalı.
*Lise de din hocası ona takmış olmalı.

Siz eğlenmeyi, kutlama yapmayı bilmiyorsunuz ne yazık ki? Oysa bir satranç oyununu canlandırsanız, herkes bir piyonu ya da veziri şahı canlandırsa? Olayı diyaloglarla ve savaş anlarını canlandırarak yansıtsanız? Strayeji hakkında yorumlar yapılsa? Arada aryalar dinlesek? Tamam belki bir dansöz performansı da olabilir? Seneye öyle istiyorum. Analarınıza selam. 

11 Mayıs 2012 Cuma

biraz daha benzetme


·         Yaptıkları kardan adamın burnuna havuç, gözüne zertin takmayacak kadar cimri insanlardır onlar.

·         Balıkçıda çalışanla, çiçekçi de çalışan bir kokmaz. Kariyerine yön verirken bu sözü unutma.

·         Kuğu gölü balesini, kuğu götü balesi anlayıp kızını bale okulundan alan bir baba gibisin.

·         Zam şampiyonu kayısı haberine sevinen Malatyalı gibisin, hem de tarımla zerre alakan yok, bir ilkokulda gece bekçiliği yapıyorsun.

·         Yaşlı kadınlardan hoşlanan bir bakkal çırağı kadar şanslısın.

·         Gece yatağa girdiğinde, ne olacak bu ülkenin hali diye  düşünerek uykusu kaçacak kadar yalnızsın.

·         Evinde ceset varken gülen insanlar gibisin. Senden korkmayan korkusuzdur.

·         Mezarlığın yanından geçerken oyunhavası çalan radyoyu kapatmayan dolmuş şoförü kadar baskın bir karaktersin.

·         Aynı yere iki kez yıldırım düşmez diye daha önce yıldırım düşmüş bir yere ev yapacak kadar ihtiyalıdır.

·         Tek eğlence kaynağı televizyondaki bilgi yarışmaları olan bir entellektüel kadar ilgiye muhtaçsın.

·         Kaza oruçlarını tutmak için kutuplara gidece kadar zenginsin.

·         Kuzu şişi güze bir kıza yeğleyecek kadar obezsin.

·         Yepyeni bir insan olmak için yazarı beşeri bir yazara ihtiyacı olduğunu düşünecek kadar çaresizsin.

·         Sevgilisinin  halı saha maçını izleyen kız kadar biçaresin.

·         Albino bir sniper gibisin. Bir şeyi istedin mi, seni kimse tutamaz.

·         Yaşlı bir dansöz gibisin, artık eskisi gibi kıvıramıyorsun.

·         Yaptığı köfteyi yemeyen köfteci gibisin.

·         En yakın arkadaşı; hem teyze oğlu, hem de komşusu olan bir adam kadar yapayalnızsın.

·         Terkettiği tüm sevgilileri intihar etmiş bir adam kadar seksisin.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

pazartesi - kainat güzeli


Bugün size bir salisenin insan hayatındaki önemden bahsetmek istiyorum pazartesi psikopatları. Yılın belirli günlerinde, sabah uyanıp candan baktığımda, üzerlerinde aynı renk bikini, sol baldırlarında birden yirmiye kadar numara olan, yirmi tane zayıf hatta sağlıksız kızları görürüm. Sekiz on saniye bakar, sonra içeri girer ve kendi kendime bininci hamlesini devirdiğim satranç maçıma devam ederim.

*Seks tonu güzel olmalı.
*Bekarlık döneminde hiçbir evcil hayvan ile uyumamış olmalı.
*Babasının dedesinden kalma bir işi olmalı.
*Omzuma kazak bağlatmaya kalkmamalı.
*Ölenle ölmemeli.

İşte bu sabah manasızlığında gözümün takıldığı kızıl kıvırcık saçlı bir kızın kainat güzel seçildiğini görünce bende jeton düştü. Gözüm kimse daha çok takılırsa onu birinci seçiyorlarmış. Bir daha geldiklerinde güneş gözlüğü ile bakayım da kadının meta olarak kullanımsını engelleyiyim.