26 Ekim 2015 Pazartesi

pazartesi - kalabalıklaşım

Kalabalığı sevmiyorum ama manasız kalabalığı daha da bir sevmiyorum pazartesi dikilenleri. Çoğunuz için israf olan solunum olayından dolayı ortamdaki oksijen oranı düşüyor, karbondiyoksit oranı da artıyor. Ortam ısındığı için terliyorsunuz da; kokularınız birleşiyor. Sonra en tehlikeli şey oluyor ve konuşuyorsunuz.

*İnsanlara sarılırken iyilik olsun diye kısa bir masaj yapmalı.
*Sabah başka tonda, akşam başka tonda gülmeli.
*Ergenleri aşağılarken sanki hiç ergen olmamış gibi davranmalı.
*Evet evet hiç ergen olmamış olmalı.
*Kendisi ile fotoğraf çektirmek isteyenlerden para almalı.
*90’ların çizgi filmlerine hakim olmalı.
*İşini, işvereninden daha çok sevmemeli.


Vır vır vır, dır dır dır… O sesler yavaş yavaş yükseliyor. Sonra yetmezmiş gibi aranızda bazılarının sesi daha da yükseliyor. O sesi yükselen insanlara doğru bir dönüyorsunuz. Onu haklı görüyorsunuz. Yetmezmiş gibi o sesi çok yükselenler bazen birleşiyor, bazen ayrışıyor. O sesi çok çıkanların dediklerini yapıyorsunuz. Ve ben bunu hiç sevmiyorum. Bir istisna yapın, az biraz akılcı davranın; oy vermeyin.

19 Ekim 2015 Pazartesi

pazartesi - new age zenginler

İktisat üzerine kafa yorarken insanları paranın mutlu etmesinde bir sakınca görmediğime karar verdim pazartesi paragözleri. Ama malumunuz para kazanmak gerçekten zor. Şans oyunlarından tutun, dolandırıcılığa; kendinizi satmaktan tutun, çalışmaya kadar birçok pis uğraşa katlanıyorsunuz; sadece üzerinde benim resmim olan kağıt parçaları için. Ben de düşündüm ki, her hafta yedi kişiyi çok zengin yapayım. Öyle zengin olsunlar ki; eski zenginleri tahtlarından etsinler. Zaten mevcut zenginleri pek sevmiyorum.

*Derisinin altında dinleme cihazı taşımalı.
*”En iyi” konusunda temel yargıları güçlü olmalı.
*Ufkunun genişliği ile övünmeli.
*Yalpayalnızlık kaderi olmalı.
*Kız arkadaşlarına isimleri ile değil numaraları ile hitap etmeli.
*Rahatını bozacak şeylerden özenle kaçınmalı.
*Particilikten afiş asmayı değil, kafa bulmayı anlamalı.


Nasıl yapabilirim derken aklıma listem geldi. Artık her pazar akşamı cep telefonlarınız açık olsun. Yedi talihliyi arayıp her talihliye listeden bir şıkkı vereceğim. Şanslı kişi de bunu bir şekilde paraya çeviriversin. Net hesapla seneye bu güne dünyanın 365 yeni multimiryarderi olacak. Eski zenginlerin intihar haberlerini şimdiden bekliyorum.

17 Ekim 2015 Cumartesi

moonwalk yaparak uyandım.

06. moonwalk yaparak uyandım.
06.45 yatakta yüz üstü yatarak hayaller kurdum
07. elimi yüzümü yıkadım. Güneşi selamladım ve kaslarımı açtım
07.15 stada koşuya gittim. Yaşlı teyzelerin seksi vücudumu izlemelerine izin vererek yaklaşık 1saat 15 dakika koştum. Üç aşağı beş yukarı 650 kalori patlattım.
08.30 duşumu aldım. Dizlerime ve sol bileğime soğuk pres yaptım, ürperdim.
09.30 kahvaltı hazırlıklarına başladım. Yumurta haşladım, ekmek kızarttım, domates ve salatalıkları julyen stilde doğradım. Zeytinyağına biberiye, kekik ve zencefil karıştırarak yaptığım sosu zeytin taneleriyle buluşturdum ve ailemle beraber kahvaltı yaptık. Eğlenceli bir kahvaltıydı. Şakalarımla çevreme neşe saçtım.
10. müge anlı başladı.
13. üç saat yerimden dahi kalkmadan, gözümü bile kırpmadan müge anlımı izledim, bazen heyecandan öyle nefesimi tuttum ki, az daha bayılıyordum. Cinayeti küçük oğlun işlediğini ama yengesini kaçırmadığını, yengesinin onunla gönüllü olarak gittiğini, sonra korkan küçük oğlun cinayet işlediğini. Cinayet aleti olarak kullanılan tornavidanın küçük oğlanın tornacı olduğu için iyi kullanacağını açıklayan bir maili müge anlıya attım.
14. öğlen salatamı hazırlarken elimdeki dinler tarihi kitabını karıştırmaya başladım. Özellikle Yahudilik hakkında birçok şey öğrendim.
15. yeşil salatamı yedim ve kitaba devam ettim. Bilinen ilk tek tanrılı dinin Yahudilik olduğunu biliyor muydunuz? Ama işin ilginci çok tanrılı dinlerin hemen hepsinde de bir tek tanrıya yönelim var. Diğer tanrıları yaratan ya da diğer tanrılara yön veren bir tanrı.
16. bir otostopçunun galaksi rehberi’ni izlemeye başladım. Farklı film. On beşer dakika bir durdurdum ve düşündüm. Böyle iki saat filme ayırdım. Ama sadece bir saat izlemiş oldum. Film henüz bitmedi.
18.soyundum ve aynanın karşısına geçip kendimi izledim. Büyülenmemek elde değil…
18.15 tekli koltuğuma oturdum ve biraz serbest hayal kurdum. Özellikle bir rüya ne kadar eder? Bir haftadır olduğu gibi yine bu konuyu düşündüm. Rüya satmak. Bir rüya satın alsam bir karakter mi olurum yoksa dışardan izleyen kişi mi? Rüya satın almak istesem sonunu bilmek ister miyim? Peki sonunu bildiğim bir rüyayı görmek ister miyim? Uyanırsam bana rüyayı satanlardan paramı geri alabilir miyim? Uyanıp uyursam kaldığım yerden devam eder miyim? Bir baktım saat yediyi geçmiş.
19 akşam yemeğimi ailemle beraber yedim. Yemek öncesi serbest düşüncelerim beni yorduğu için biraz dalgındım. Çorbamı çatalla içmeye çalıştığımı annem söyledi. Sonra çorbamı bardağıma koydu ve pipetimi içine attı.
20.hasan geldi beni aldı. Ramço, camit, Bilgehan çıktık firezzaya gittik. Çay içip; kapımızdaki dünya savaşını konuştuk. Şartlar ne olursa olsun beraber savaşmaya karar verdik, ilk iş kadınları bolvadine götürücez. Bilgehanların evi var. Daha fazla ayrıntı vermek isterdim ama savaş planı malum. Gizli bilgi.
23.30 eve geldim. Sosyal medyaya biraz zaman ayırdım.
00.00 yarım kalmış bir hikayem vardı. örgü ören kadınların kurduğu örgüt üzerine. Onun üçüncü aşamasını yazmaya çalıştım. Olmadı tekrar denedim. Tekrar denedim. Yine istediğim gibi olmadı. Üstüme bir mağlubiyet çöktü; omuzlarımda hissettim.
02.00 periscope’da striptiz yapan türk kızı var mı diye kontrol ettim. Bir tane vardı ama beğenmedim, tamam soyunuyorsun ama duygu yok. Striptiz yavaş olmalı, şarkı doğru seçilmeli, vücut müziğe doğru tepki vermeli... Ama hevesini kırmamak için beğenmediğimi söylemedim. Belki yeni başlamıştır.
02.15.elimdeki edebiyat dergilerini karıştırırken uyuklarım diye düşündüm 3 de uyumayı plaladım ama olmadı.  Sanırım 3.15 gibi uyudum. Rüyamda çöl fırtınasında sörf yapıyordum. Kumlar yüzüme vurdukça canım yanıyordu. Gözlerimi sımsıkı kapatıyordum. Çölde sörf öyle rahat ki; ağaca mı çarpacaksın? Çöl mü bitecek.

06  alien ant farm - smooth criminal ile uyandım ve moonwalk yapmaya başladım.

12 Ekim 2015 Pazartesi

pazartesi - rüyama giren balina

Bu hafta rüyama katil balinalar girdi pazartesi peterotaifleri. Hayvanların çıkarttığı seslerin manasına olan merakıma kurbağaların dilini çözdüğüm gün tövbe etmiştim. O yeşil iğrenç hayvanların ağızları da bir kadar bozuktu. Neyse bu kadarını bilin size yeter. Eğer bir kurbağa sizinle göz teması kuruyorsa bilin ki, içinde bulunduğunuz çok farklı fantezileri vardır.

*Derisinin altında dinleme cihazı taşımalı.
*”En iyi” konusunda temel yargıları güçlü olmalı.
*Bağıra çağıra konuşması gerektiğinde sesinin tınısını inceltmemeli.
*Takım iç çamaşırı giyme konusunda tutucu olmamalı.
*Arada sırada adımlarını saymalı.
*Kimse için “iyidir” demeyecek kadar bilinçli olmalı.
*Her ırktan kanka ve düşmanı olmalı.


Balinalar diyordum. Rüyamı yorumladığım kadarıyla bunlar katil isminden şikayetçiler. İnsanları fok sandıkları için ıssırıyor ve sonra da “Biz ne yaptık, bu muhteşem varlığa zarar verdik” deyip tükürüyorlarmış. Biz insanlara hayranmışlar ve iyi ki dünyanın yönetimini bizler almışmışız. Bizlere layık birer hayvan olmak istiyorlarmış. Evet arkadaşlar! Artık bu balinalara katil değil, yalaka diyelim. Bana yıllardır yağ yapılır, böylesini görmedim.

5 Ekim 2015 Pazartesi

pazartesi - hayırlı işler

Bu çarşamba bir kız çocuğu kapımı çaldı ve “Müsaitseniz akşam annemler hayırlı bir iş için size gelecekler”, dedi pazartesi hayırseverleri. O kadar çok sevindim ki anlatamam, içim kıpır kıpır oldu; hep bu tür hayır işlerini tek ben düşünüyorum, geri kalanın umurunda bile değil sanır; hüzünlenirdim. Ama kapımı çalan o kızın anneleri de fikir teatisi için geleceklerdi.

*Derdi harflerle olmalı, kelimelerle değil.
*Asla çoğu ile yetinmemeli.
*Şelaleler hakkında o kadar da çok kafa patlatmamalı.
*Benimle gitmediği yerlere başkaları ile gitmemeli.
*Bir kere karakterli olmalı
*Beni kıskandırmak için risk almaktan çekinmemeli
*Karakteristik kriterleri olmamalı


Çiçek, çikolata; geldiler de. Gayet şık giyimli bir amca, bir teyze, bir büyük kız ve bir de kapıyı çalan velet. Havadan sudan konuştuk, çok uzun süre manasızca. Sonra ben hemen açılış olarak karbon salınımı, nükleer enerji, cinsel özgürlükler konularındaki yüzyıllık planlarımı açıkladım. Aile beni dinledi. Sizin hayırlı işlerinizi öğrenmek isterim dedim. Derin bir sessizlik oldu. Sonra aileyi dört uçan tekme ile uğurladım. Hayır, hayırlı iş diyorsun; ortada hayırlı iş yok nerede?