27 Temmuz 2015 Pazartesi

pazartesi - tahterevalli ve salıncak

Çok iyi bilirsiniz ki, bazı yaptığım iyilikleri size hiç hissettirmem pazartesi uyurları. Geceler herkes uyurken çocuk parklarını teftiş etmek hobilerim arasındadır. Özellikle tahterevalliye tek başıma oturur ve bir gün karşımda oturacak kadının hayalini kurar, beni kaldırmalı mı yoksa hep ben mi onu kaldırmalıyım, düşünür dururdum.

*Çevresinin ekolojisini bozmamalı.
*Kötü şakalara kötü gülmeli
*Kıskançlık konusunda çığır açmış olmalı.
*Babası için bir değeri olmalı.
*Bazen durup dururken bana para vermeli.
*İstek şarkı isteklerimi isteksizce de olsa yerine getirmeli.
*Filmleri aratmayan maceraları olmalı.


Ama dün gece ilk kez salıncağı denedim. İnanılmaz bir deneyim. İleri geri devinimler aslında hiç yol almadığım gerçeğini tüm nöronlarıma işledi. Hatta ne kadar ileri gidersem, dönüşünde bir o kadar geri gidiyordum ve her ileri gidişin adında bir dönüş vardı. Şimdi tüm insanları göreve çağırıyorum. Evlerinize salıncak kurun ve günde en az on dakika sallanın.

20 Temmuz 2015 Pazartesi

pazartesi - astronomik bir anım

Bu hafta size astronojik bir anımı paylaşmak istiyorum pazartesi astralleri. Yıllar yıllar önceydi ama dün gibi aklımda. O zaman siz dünyalı kadınlardan umudumu kesmek üzereydim ve şansımı başka gezegenlerde aramaya karar vermiştim. Hatta uzay mekiğim bile hazırdı. Plütonyumlarını ellerimle enerji bantlarına monte etmiştim. Hatta veda listem bile hazırdı.

*Sanatçı olmasaydı kurtkadın olmalıydı.
*Ağda icat olmasa kurtkadın olmamalı
*Nerelisiniz sorusuna “we are all sisters and brothers” diye cevap vermeli.
*Eğer bir durum ayakta alkışlamayı hak ediyorsa o eylemi başlatmaktan çekinmemeli.
*Şom ağızlı olmalı.
*Bazen beni fazla tutmamalı.
*Erken uyuyup, geç uyanmalı.

İşte o günlerde NASA’da çalışırken dönemin NASA çaycısı olan kadın “Gitme!” demiş. Ben de tam o sırada güneşe doğru mu gitsem yoksa Mars’a doğru mu gitsem karar veremediğim büyük bir kararsızlık içerisindeydim. Bana “Çay içer misiniz?” dedi sandığım için “Tamam” demiştim. Sonra olay mahkemeye yansıdı. Tabi mekan NASA, her yer mobese. Ben sözünün eri insanım gitmedim. Belli ki buralarda pek hayat yok. İyi ki gitmemişim.

13 Temmuz 2015 Pazartesi

pazartesi - kelleşimim

Ben bu hafta sola çektim pazartesi liboşalleri. Rüzgârlı bir Salı sabahının ilk saatleriydi. Lokal bir olağanüstü hal ilan etmiş yürüyordum ki; vücudumun sola doğru eğildiğini hissettim. Manyetik bir alan mı yoksa mıknatıslardan yapılmış robotların dünyaya saldırısı mı merak ettim ve ilk soldan döndüm.

*İradesinden ürkmeliyim.
*Düşmanını tanımayı sevmeli.
*Kandillerde kendisine mesaj çekenlere, mesajla kandil kutlanmayacağı mesajını arayarak vermeli.
*Sanat ve sanatçıya şefkat göstermeli.
*Beat-box yapanların ağzına ağzına terlikle uyarı vuruşları yapmalı
*Rol yapmak hayatının bir parçası olmalı.
*Evde şinorkelle gezeceğine, ne ima etmeye çalışıyorsa direk söylemeli.


Sokağa girdim, baktım yine sola çekiyorum. Tekrar ilk soldan dündüm, yine sola çekiyorum, yine sola döndüm; dördüncü dönüşümde o rüzgarı yediğim sokağa geri döndüm. İlk soldan döne döne, dört üzeri dört kez dört dönünce durdum. Hemen bir arama yaptım ekibi toplayıp saç sayımı yaptırttım. Başımın solunda, sağından 16 fazla tel çıktı. Yoksa kelleşiyor muyum? Bunu hep beraber ilerleyene maceralarımızda göreceğiz.

pazartesi - Ölü öpücü prensin salyası

Kalabalıklar içerisindeki huzur erişilebildiği zaman yalnızlığın verdiği huzurdan daha kuvvetlidir pazartesi kasti-suileri. Ben bu kalabalıklar içerisindeki huzuru koma durumundaki hastalarla baş başayken sağlayabildiğimi fark ettiğimden beri dünyanın en büyük kadın koma hastanesini alt sokağa TOKİlettim.

*Günaydın dediğinde gün aymalı.
*Bazen sadece susmalı.
*Sıkıştırmamalı.
*Aynı cümleyi tekrarlayarak anlaşmazlıklarımızı derinleştirmemeli.
*Kumdan kale yaparken elini kepçe gibi kullanmalı.
*Televizyonda kendini gördüğünde görmemezlikten gelmeli.
*Kankalarını son kullanma tarihi gelmeden tüketmeli


İşte geçen perşembenin son saatlerinde huzur için hastaneye gittim. Kalabalık ve sessiz. Ne olduysa bir hapşırık geldi. Derken bir daha, bir daha derken komadaki kadınlar uyanmaya başladılar. Ayağa kalkan beni görünce tekrar düşüp komasına kaldığı yerden devam ediyordu. Aklıma pamuk prensesi uyandıran beyaz atlı prens geldi. Demek olay dudakta değil salyadaymış.