“Sen bana bir mektup yaz, bende sana bir mektup yazayım ama hiç okumayalım. Sadece aramızdan biri ölünce öteki mektubunu okusun.”, dedi. Kabul ettim elbette. Onun bu tür garipliklerini seviyordum.
Benim mektubum kısaydı. “ Senden nefret ediyorum frijit kaltak. Sana neden katlandığımı hala bilemiyorum. Umarım senden önce ölürüm de hayatının geri kalanın bu duygularımı bilerek yaşarsın.”
Oyunbozanmış. Mektuplarımızı birbirimize vermemizin üzerinde bir hafta geçmişti ki; çıktı hayatımdan. Telefonlarımı açmadı ve beni hiç aramadı.
Şu an elimde onun mektubu var ve açmaktan korkuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder