Önce burnumda bir yanma hissettim pazartesi duyargaçları.
İnce bir yanma, kaşınma ile yanma arası bir his. Meraklı burnum hemen ne bu
diye merak etti ve derin derin birkaç nefes daha aldım; bu sefer yanma arttı. Artan
yanma ile beraber genzimde kaşınıp yanmaya başladı. İstemsizce ağzımdan aldığım
nefesler bu sefer gözümde yanmaya döndü.
*Bomba imal ve imhasından pre intermediate seviyede
çakozlamalı.
*Arada bana lokal anestezi uygulamalı.
*Bugünün intikamını yarına bırakmamalı.
*Kendinden adı ile benden ise gizli özne ile
bahsetmeli.
*Güzellik sırlarını paylaşmamalı.
*Salon kadını çizgisini salonda bırakmalı.
*Mevsim geçişlerini geciktirmemeli.
*Yazdan sonra sonbahar geldiği gerçeğiyle
yüzleşmeli.
Ve ilk kez gözümden yaşlar süzüldü. Ben doğduğunda
ağlamadığı için konuşana kadarki dört ay boyunca zihinsel engelli sanılmış bir
insanım. İlk kez ağladım. Sonra balkondan baktım. Bir grup insan evime doğru
yürüyor. Polis olduğunu sandığım, kask numaraları kapatılmış bir grupta bunlara
bir şeyler sıkıyor. Numarası kapattığı için ve adını da bilemediğimden lakabı
olan ‘çorbacı’ diye seslendiğim biri geldi. Ne la bu sıktığınız, dedim; biber
gazı efendim, dedi. İki şişe kap getir, dedim o da getirdi. Şimdi bazen camı
pencereyi kapatıp sıkıyorum gazı evde. Ağlamak cidden insanı rahatlatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder