20 Eylül 2014 Cumartesi

öyle bir anı

1900'lü yılların sonlarındayız. üzerimde beyaz gömlek ve gri pantolon var. hemen herkes de benim gibi giyinmiş. kızlar da kırmızı ekoseli etekler var. ezgi var, ezgi çok güzel... neyse konudan sapmayım necip fazıl'ın sakarya şiirini ezbere bilen bir din öğretmenimiz var. yüzü de çopurlu karakteri de. bir gün iyi, diğer gün psikopat; kafa karıştırıyor. Bir gün, din öğretmenimizin iyi bir günü, bize öğütler veriyor. zina yapmayın diyor, hırsızlık yapmayın. en sonda da çok paranız olmasın diyor. öyle dinliyoruz ya da dinler gibi görünüyoruz. 

sonra bir adam varmış, çok zenginmiş diyor. dünyadaki tüm zevkleri tadacak kadar parası varmış ve tüm zevkleri tatmış. en sonunda da bir ölüm kaldı, onu da tadayım demiş ve intihar etmiş.

tüpçü kornası gibi bir tenefüs zilimiz var 'dırıdırıdırıdın dırıdın dırıdın, dırıdırıdırıdın, dırıdın dırıdın' sınıftaki herkes kendi arkadaş grubu arasında aynı şeyi konuşuyor. tabi ya adam her şeyi tatmış. ondan intihar etmiş. tabi ya...

ben bu salak hikayeden etkilenmiş adamım. 2000'li yılların başlarındayım ama gelişimime bakınca bildiğin çağ atlamışım:D

Hiç yorum yok: