Bu hafta pek bir şey olmadığı için sizlerle bir
anımı paylaşmak istiyorum muhterem pazartesi retroları. Hiç unutmuyorum yapış
yapış bir haziran perşembesiydi. Öğleden sonra uyanmıştım. Sonra hiç
unutmuyorum iki bardak suyu nefessiz içtim. Uyumadan önce pembe tüylü
pandifimin tekini avizeye fırlatmıştım, orada asılı kalmış. Diğer pandifimi atarak
diğerini de düşürmüştüm.
*Yemek yerken bir yandan yemek müziği yapmalı.
*Bütün yasakları yasaklamalı.
*Kabullenememe sorunu olmalı.
*Agresif bir nezaketi olmalı.
*Üye olduğu derneklere aidat ödememesine rağmen
ihraç edilmemeli.
*Her sene bir önceki senenin fotoğraflarını yakmalı.
*İçimdeki çocuk huysuzlanır diye her zaman
çantasında oyuncak araba bulundurmalı.
Sonra ılık bir duş almıştım. Duş alırken Mary Hopkin’nin
unutulmaz şarkısı Those were the days’i opera biçiminde yorumlamıştım. Sonra evimdeki
tüm kitapların önsözlerini nasılsa okumuyorum diye yırtıp balkondan uçak yapıp
atmıştım. Sonra kadınlar bunları topalmış; bir kısmı muska gibi yanında
taşıyormuş, bir kısmı arabasının dikiz aynasına takmış, bir kısmı da demleyip
içmişti. Unutmada gece de uyumadan önce FlashTV’de amerikan güreşi izlemiştim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder