25 Haziran 2011 Cumartesi

japon masası - sokak kavgası - diyaletik

her seferinde dayak yemem ki. diyalektik kelimesi çok nankördür mesela. batı için çatışmadan çıkan sonucu ifade eder. klasik örnek 'tez- antitez ahanda sentez'; doğu diyalektiği denilen şey ise uzlaşmacıdır. ben batı kadar sert değilim ama doğu kadar uzlaşmacı da değilim. ben neyim müntekim:D

sokak kavgaları hakkında bir şeyler anlatayım dur. temel sebep kızdır. aslında bana sorarsan tüm kavgaların altında bunu bulabiliriz. neyse kavga genelde plansız şekilde başlar. taraflar birbirini iter ve güçleri tartar. o ilk itmede kimin güçlü olduğu belli olur. ondan sonrası cesarettir. biri birini döver ama genelde kimse yıkılmadan ayırırlar. kavga biter.

bundan sonra da selamlaşma dönemi başlar. aylarca nefret ettiğin, uykuya onu dövmek hayali ile uyuduğun adamla artık selamlaşırsın. çok samimi değildir ama selamlaşırsın. ben kelimelerle böyle olmalıyım. birbirimizin ağzının burnunun yerini değiştirmeden ayrılmalı sonra selamlaşmalıyız.

son olarak japon masası denilen bir teori var, şöyle; kurabiyelerle dolu ama sadece bir zehirli kurabiye olan masaya iki japon kralı oturur. ev sahibi zehirli kurabiyeyi bildiği için ilk yemeye başlar. bir o, bir misafiri yer ve bu sayede diğer kralı zehirler. ilk hamleyi yapanın kazanması üzerine yazılmış bir teori. işte kavga da böyledir, ilk yumruğu atan kazanır. kelimelerde bana bulaşmıyor ilk yumruğu ben atıyorum.. nasıl bağladım:D

Hiç yorum yok: