" Üzerinde parmaki zin var. Neden inkar ediyorsun ki? Cinayeti senin işlediğin gün gibi aşikar."
" Yalvarırırm inanın bana, ben cinayet işlemedim. Ne rahmetliyi tanırdım, ne de ömrümda o çakıyı elime aldım."
" Nasıl tanımazsın lan! İki bina yanında oturuyormuş. Hiç mi rastlamadın, hiç mi görmedin?"
" Gerçekten de tanımıyorum. Adını ilk kez sizden duydum, yüzünü ilk kez sizin gösterdiğiniz fotoğrafta gördüm."
" Adamın yüzünü haşat etmişsin be! Bu kadar yüzüne çalıştığına göre kesin büyük bir garezin vardı adama. Bir de rahmetli falan diyorsun. Söyle neden yaptın?"
" Ben yapmadım, ömrümde kimseye zarar vermedim ben."
" Çakıdaki parmak izlerini açıkla o zaman bize."
" Açıklayamam. Hiç böyle bir çakım olmadı benim. Benim çakım bile olmadı. Bunları ot çekenler kullanır. Çarşafı, ot sardıkları kağıdı kesmek için."
" Nerden biliyorsun lan!"
" Bilmiyorum, duydum işte bir yerlerden."
" Sen ot çekiyor musunn?"
" Sarma sigara bile içmem ben memur bey, yıllardır Tekel 2000 içerim o kadar."
" İşleri ne bizim, ne de kendin için kolaylaştırıyorsun aslanım. Adam komşun, cineyet aletinde parmak izin var, olay anında evde tek başınaymışsın ve eski bir sabıkalısın. Bu işten yırtamayacağının farkındasındır sanırım."
Zanlı kollarını masaya koyup, başını ellerinin arasına alır ve ağlamaya başlar... Bu işten yırtamaycağının farkındadır ve yırtamaz da.
İşin aslı ise daha basitti; alacak verecek davası. Maktulü, tekel bayiini işleten ve aynı zamanda ot satan adam öldürmüştü. Çakıdaki parmak izlerinin sebebi ise tekel bayiine, Tekel 2000 almaya giden adamın para üstü beklerken tezgahta oynadığı çakı ile dükkan sahibinin cinayet işlemesiydi.
17 Şubat 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder