25 Aralık 2010 Cumartesi

biraz da benzetme 4

 

  • Cep telefonunun hızlı aramasında 155 ve 112 olan kadınlardandı.

 

  • Seninle yarışmak sağır ve dilsizlerden kurulmuş bir takımla sessiz sinema oynamak gibi. Hiç şansım yok.

 

  • Acılarım bölünerek çoğalıyorlardı. Haliyle önünü alamıyordum.

 

  • Her zaman dört ayağı üzerine düşen bir fil gibiydim.

 

  • Yalanları artık gerçekleri kapatamıyordu, Fatih Terim’in saçlarını arkaya taradığında kelinin kapanmaması gibi; zaten gerçekleri kapatmak gibi bir amacı yoktu, tıpkı Fatih Terim’in kelini kapatmak istememesi gibi.

 

  • Ömrümün sonuna dek onun adını anmamaya yemin etmiştim ama unuttuğum şey kızımla adaş olduklarıydı.

 

  • Bir işkenceciyle evli gibiyim ve işin kötüsü eve iş getiriyor.

 

  • Yaptığın her hareket manasızlığını pekiştiriyor ve pekişme üst sınırını tahmin dahi edemiyorum.

 

  • Elinde büyüteci ile dedektifçilik oynayan hızlı gelişmiş bir ergen gibisin.

 

  • O kadar güzel yalanlar söylüyorsun ki; keşke tüm yalanlarının gerçek olduğu bir dünyada yaşasam diyorum.

 

  • Yüzünde pezevenk gülüşü olan bir imam gibisin.

 

  • İçindeki eşcinselli yanlışlıkla girdiği gay barda keşfetmiş bir mafya babası gibiyim. Ne yardan ne de serden geçebiliyorum.

 

  • Kaçan düşmanın ardından salladığım tüm bıçakların sadece sapı çarpıyor sırtlarına.

 

  • Eşyaların yerlerini değiştirirken ölü hamamböcekleri görürsün ya, işte şu an da senin içinde öyle duygular besliyorum.

 

  • Çamurda ya da karda patinaj yapan bir araba gibiyim. Gaza basıyorum, tekerlekler dönüyor ama hareket edemiyorum.

Hiç yorum yok: