14 Aralık 2010 Salı

biraz da benzetme 3

·        Sesi Brezilya dizilerinin dublajları gibiydi. Olabildiğine canlı ve olabildiğine soğuk.

 

·        Yüzünde kendi kalesine gol atmış savunma oyuncusu gülümsemesi vardı.

 

·        Maratonun son metrelerini koşarken, dengesiz bir seyirci tarafından tutulmuş ve kaybettiği zaman yüzünden altın madalyayı kaçırmış bir atlet gibiyim. Biliyorum ki bana altın madalya verecekler ama varışı ilk ben geçemedim

 

·        Sevgilisinin, eski sevgililerinin hepsinin kendisine çok benzediğini fark eden bir adam kadar şaşkındı.

 

·        Kurban keserken bıçakla kendini yaralamış gibiydi, yüzünde onurlu duruş, pişmanlığını gizlemeye çalışıyordu.

 

·        Kravatı ile uyumlu don giyen adamlardandı.

 

·        Lensleri ile takma dişlerini aynı kavanoza koyacak kadar özensiz bir karakterdi

 

·         Hitler’in günahlarını yazan melek gibiyim, başımı kaşımaya vaktim yok.

 

·        Tüm deneylerini kendi üzerinde yapan bir bilim adamı gibiyim. Beyaz önlükle geziyorum ve iç çamaşırı giymiyorum.

 

·        Bir porno yıldızının adaşı gibiyim ve işin kötüsü kadın beni andırıyor da.

 

·        Doğum gününü sadece ailesi kutlayan bir adamdı.

 

·        Son kurtuluş savaşı gazisi gibiyim. Eskisi kadar saygı görmüyorum ve herkes ölecekmişim gibi bakıyor.

 

·        Pisuarı ilk gördüğümde onu hiç sevmeyeceğimi anlamıştım, tıpkı o adamı gördüğümdeki gibi.

Hiç yorum yok: