27 Nisan 2010 Salı

Risk Analizi

Annemi, babamı ve abimi seviyorum. Hepsi iyi insanlar. Mükemmel bir aile olmasak da gayet iyi ve mutlu bir aileyiz. En zor sorudur, anneni mi yoksa babanı mı daha çok seviyorsun? Hiçbir zaman bu soruya gerçek cevabı vermem. Hemen hemen kimse vermez. Liberal bir tutumla, "İkisini de", derler. Bende öyle derim. Ama gerçek farklıdır.

Ben en çok annemi seviyorum, sonra babamı, en az abimi. Nedenini sormayın. Vereceğim cevaplar ne sizi, ne de başka kimseyi tatmin etmeyebilir. Kendi cevaplarım beni de her zaman tatmin etmiyor ne yazik ki. Çelişkilerimin tek cevabı bu aralar sadece "Ergenlik" kelimesinde saklı.

Babam memur, biz memur ailesiyiz. Arabamızda memur arabası. Ne demek memur arabası? Memur arabaları küçük olur, konforsuz olur, kliması olmaz, hava yastığı bir tek şöför koltuğunda olur, az yakar. Tüm bu özellikleri içeren araba, bizim arabamız ve sabahlayin tatile gideceğiz.

Beş yıldızlı bir otele değil tabiki. Küçük bir pansiyona. Sahibi babamın arkadaşının arkadaşı olan, sahile uzaklığı iki kilometre olan bir pansiyona. Gitmek istemediğimi net şekilde ifade ettim ama babama işlemedi bile. "Seni evde tek bırakamam, para verip tek başına tatile gönderecek kadar da param olmadığına göre benimle beraber tatile gideceksin." dedi. İtiraz edecek hiçbir şey bulamadığım için, "Ama baba..." dedim sadece. "Ama baba...", demem ise hiçbir işe yaramadı.

Gece bavulları hazırladık, sabah ise yola çıkacaktık. Benim ise içimde tatsız bir his vardı. Manasını bilemediğim ve "Ergenlik" diyerek kendime izah ettiğim bu saçma durumun yansımasıydı belki de. İçimdeki his "Kaza yapacaksınız." diyordu. Sabah yola çıkmadan anneme içimdeki hissi söyledim. "Saçmala, hiçbir şey olmayacak, sen gitmek istemediğin için böyle düşünüyorsun." dedi ve ekledi "Sakın babana bunu söyleme. Stres olur adam sonra kaza yapar senin yüzünden."

İhalenin bana kalmaması için sustum. İçimdeki his arabaya binme diyordu ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Eğer araba kaza yaparsa nasıl hayatta kalırım? Bunu düşünmeye başladım. Aramızda bir tek babamın ehliyeti vardı ve sadece onun koltuğunda hava yastığı vardı. Öne oturmak ise bence en tehlikelisiydi. Abim öne oturmak isteyecekti. İçimdeki his olmasa bende isterdim ama en iyisi bu sefer ön koltuğu abime bırakmaktı.

En çok annemi sevdiğim gibi, en az da onun ölmesini istiyordum. Arka koltukta beraber oturacaktık ama ehliyet kemerini takacak mıydı? Ben ne kadar ısrar etsem de kocaman göbeğiyle onu rahatsız edeceği için takmazdı. Zaten menepozluydu, sıkıntıya gelemiyordu. 

Arabanın arka sağında oturmak mı daha güvenliydi, yoksa arka solunda oturmak mı? Kazalar genelde sollama yaparken oluyor. Karşıdan gelen arabaya uzak kalacak kısım arkada sağ. Gerçi kaza bu. Nereden geleceği belli olmaz ama ben en iyisi arka sağda oturayım.

Annemi seviyorum. Baba mı da, abimi de. Ama en çok kendimi seviyorum ve hızlıca hareket edip arabanın arka sağında yerimi alıp ehliyet kemerimi takıyorum.

Hiç yorum yok: