15 Şubat 2015 Pazar

pazartesi - eyvah yine mi kamp

Doğayı pek sevmesem de, merakıma da arada yeniliyorum pazartesi natüralistleri. Zaten bana mağlubiyet hissini yaşatan yegane şey de şu iflah olmaz merak duygum. Yine kampım tuttu; nereden, ne zaman ve kaça aldığımı hatırlamadığım çadırımı ve konserve barbunyalarımı alıp doğaya yardırdım. Çadırımı kurdum ve konservelerimi yedim.

*Rahatsızlıkları çevresine rahatsızlık vermemeli.
*Telefonu kapatırken söylediği öptüm’lerinde lokasyon belirtmeli.
*Pinpon konusunda saatlerce konuşabilmeli.
*Ruhunu şeytana kiraya verebilmeli.
*Ailevi sorunlarını ailemize yansıtmamalı.
*Çatılarda oluşan sarkıkları sapanı ile düşürerek topluma faydası dokunmalı.
*Koşu tempom konusunda bana yardımcı olmalı.


Konservelerim bitti, sonra sıkıldım. Hem de baya baya sıkıldım. Baktım bir ayı beni kesiyor. Gittim iki el şakası, el ense yaptım ki; saldırsın da bir ter atayım ama beni hiç umursamadı. Bir arı kovanı buldum. Taş attım, arılar çıkar da bir kovalama sahnesi yaşarım diye. Arılar bana baktı ve ters yöne uçtular. İki çıngıraklı yılanı tuttum ve çıngıraklarını sallayarak lambadanın müziğini kendime has bir şekilde küçük dans figürleri eşliğinde yorumladım. Yılanlar bırakın saldırmayı, kafalı ile tempo tuttular. Ben de evime döndüm. Umarım bu kamp yapma mantıksızlığına bir daha düşmem.

Hiç yorum yok: