14 Eylül 2013 Cumartesi

serkan xx-xy 1

ı.
Serkan sabah uyandığında babasının erkek arkadaşı Gürhan bir yandan kahvaltıyı hazırlıyor bir yandan da ingilizce eski bir şarkıyı mırıldanıyordu. İkisi de birbirlerine yarım ağzı "Günaydın" dediler ve Serkan televizyonu açıp üçlü kanepede tek gözü açık kestirmeye devam etti. Gürhan kahvaltıya Amerika'da yaşarken öğrendiği krep gibi şeylerden yapıyordu. On iki yıldır Türkiyede yaşıyordu ve peynir zeyin domates biberli kahvaltıya alışamamıştı. Arada sırada Serkan'ın babası Ferdi istiyor diye Türk kahvaltısı yapsalarda mısır gevreğine alışmışlardı. Birkaç dakika sonra Ferdi'de uyandı ve uyuklayan Serkan'ın elinden kumandayı alıp tartışma programını açtı. Serkan "Off"'ladı, Gürhan duruma güldü, Ferdi "Açlıktan ölüyorum" dedi ve bir Amerikan komedisinde olduğu gibi herkes gülümsüyordu.

Ferdi ile Gürhan salgının ilk yılında tanışmışlardı. Henüz Türkiye'de bu tür evlilikler yasalaşmasada kimseden bir şey gizlemeden rahatça yaşıyorlardı. Vakit eski vakit değildi. Dünya on iki yılda hiçbir on iki yıllık süreçte değişmediği kadar değişmişti. Ülkeler yıkılmış, ülkeler bölünmüş, ülkeler birleşmişti. Dünya nüfusu on iki yıl öncesinin sadece binde üçü kadar kalmıştı.  Marsa koloni kurma hayali kuran dünyayı bir virüs zerrelerine kadar ayıklamıştı.

Olaylar şöyle gerçekleşti: Bir sabah insanlar ölmeye başladı. İnsanlar doktorlara koştular ama çare bulamadılar. Son çare olarak ibadethanelere dolup topluca dualar ettilerse de çare olmadı. Havadan, gıdadan, temastan, kandan hatta her şeyden bulaşan bu virüsün nedeni tespit edildiğinde dünya nüfusunun büyük kısmı virüsten, geri kalanda diğer hastalıklardan ölmüştü. Sonra bir gün televizyonlara şimdi her ülkenin parasında resmi olan o adam çıktı ve konuşmaya başladı;

"Durum çok ciddi. Virüs erkekten kadına, kadından erkeğe bulaşıyor. Eğer ortamda karşı cins yoksa vücudunuza virüs girmez; daha önce  girmişse de aktif olmaz, üremez. İnsanlığın hayatta kalması için tek şansımız kamplara ayrılmak. Kadın ve erkek olarak"

Bu konuşma insanlığın kaderini değiştirdi. Panik halindeki dünya hayatta kalma içgüdüsü ile hızla toparlandı. Anneler oğullarıyla, babalar kızlarıyla vedalaşmadan birbirlerinden uzaklaştılar. İnsanoğlu bir büyük yara daha almıştı ama yine ölmemişti.

ıı.

Hiç yorum yok: