16 Şubat 2012 Perşembe

Plan - Alan

PLAN

Planım basit. Kerim'in hayatında önem verdiği kadınlardan birini tavlarsam ona en büyük kötülüğü yapmış olurum. Annesi çok yaşlı, dul olması bir avantaj gibi gözükse de o ihtimali hiç düşünmüyorum. Aileden başlarsak; bir ablası, iki de kız kardeşi vardı.

Ablası Şefkat ismiyle müsemma birisi. Hayatı kardeşlerine şefkat göstermekle geçmiş, annelerinden doğan ilgi açığını kapatmaya çalışmış bir kadın. Mutsuz bir evliliği olduğunu biliyorum; şu an kırk iki yaşında ve on beş yaşında bir oğlu var. Kocası evini ofis olarak kullanıyor.

Küçük kardeşi Sevinç, ailenin en uçuk üyesi. Kerim biz arkadaşken anlatmıştı, bir keresinde; buraya okumaya gelmiş Nijeryalı bir öğrenciyle sevgili olmuş ve eve getirip anne babası ile tanıştırmış. İntikamım için en kolay hedef Sevinç gibi dursa da bu işler belli olmaz biliyorum. Tek bildiğim Sevinç'in Kerem'i asla çok sevmediği. Birbirlerinden durmaksızın şikayet ederlerdi. Zaten o ailede beni en çok hep Sevinç sevmişti.

En küçük kardeş ise Mavi. Kitap kurdu, entel, bir garip yaratık. Bir insan öğlen ebru kursuna gidip oradan çıkınca da tenis oynar mı? Barlarda sabaha kadar dans edip, öğlen uyanınca örgü örer mi? Hayatına hep fularlı kel erkekler girmiş. Hiç şansım yokmuş gibi geliyor.

Gelelim Kerim'in sevgilerine. Mehtap vardı benim bildiğim, dersanede tanışmışlardı, çalkantılı bir altı ayları geçmişti. Hafifmeşrep, kara kuru bir kızdı. Altı yılda girdiği kimya bölümünü dört yılda bitirmiş, sonra da iki yıl bölüm başkanının boşanmasını beklemiş, daha sonra da adamla evlenmiş. Facebookta resimlerine baktım da son zamanlarda gördüğüm en komik çiftler. Baba kızdan ziyede torun kız gibiler.

Funda vardı okuldan arkadaşı. Safa yatan ama anasının gözü olan tiplerdendi. Ucuz sarı saçları, alev kırmızısı ojeleri aklımda. Kuyumcunun biri ile evlenmiş, boş zamanlarında alışveriş yapıyormuş ve tüm zamanı boşmuş.

Pastane sözü kıydıkları Nagihan'ın izini bulamadım bir türlü. Muhtemelen Belçika'ya yerleşmiştir; ne de olsa Çiçekdağlı.

Ve en son olarak boşandığı eşi Ömür. Beni hiç sevmemiş bunu da belli etmekten hiç çekinmemişti. Büyük aşklar nefretten doğar, hep aklımın kenarındaydı zaten. Hangisi olduğu önemli değil biri olsun yeter ama ille de biri olacaksa Ömür olsun.

ALAN

Şefkat: Yanına bile yaklaşamadım.

Sevinç: Çok paramı yedi, şu an ona en az Kerim'e duyduğum kadar öfke duyuyorum. Olmadı.

Mavi: Bu aileden bu kadar munis bir kız nasıl çıktı anlaşılır gibi değil. "Öfkeni anlıyorum, intikam istemene de saygı duyuyorum." dedi, hem de ben hiçbir şey söylemeden. Sonra dinlemediğim bolca öğütlerde bulundu. Son sözü de "Senin için dua edeceğim" oldu.

Mehtap: Kız mutluluğu yaşıyor. Hiçbir şikayeti yok hayattan. Mutlu biri ile asla şansınız olamaz.

Funda: Aynı sarı saçlar, aynı kırmızı ojeler, aynı ucuz tavırlar. Bak o olabilirdi ama ben istemedim. Zengin kocalardan korkarım.

Nagehan: ?

Ve Ömür: Hayırları nazdanmış hep. Çok koşturdu peşinde ama sonunda yelkenleri suya indirdi. "İntikam almak istiyorum", dedim bol kırmızı şaraplı bir gecenin köründe, "Bilmiyorum mu sanıyorsun" dedi ve o benden daha çok içmişti. " Bizim alevimizi aşk değil intikam tutuşturdu" dedi.

Bol gösterişli bir sevgililik ve nişan devresinden sonra evlendik. Benim sevgilimi ayartmasının öcünü Ömür ile beraber aldık. Evde yalnızken çok parlak bir çift olmasak da dışarıda hep göz alıcıydık.

Hiç yorum yok: