17 Şubat 2012 Cuma

nikah - önce komik geldi ama kağıtta öldü

Herkes yerlerini almış ve kıyım işlemi başlamıştı. Nikah memuru her gün asgari on kez söylediği, herkesin biraz bildiği ama tamamını sadece kendi bildiği tekerlemeyi söylemeye başladı;

"Belediye başkanımızın bana verdiği yetkiyle... İyi günde kötü günde, hastalık da sağlıkta, şurada burada, falan fistan...." bittikten sonra; damada döndü ve;

"Siz Şaduman oğlu Ayhan Bey; Bülent kızı Selvi Hanım'ı karılığa kabul ediyor musunuz?"
Damat nikah memuruna döndü ve;
"Öncelikle belediye başkanının size verdiği yetkiyi görebilir miyim?"
-- İnsanlar şaşkınlıkla karışık gülerler--
Damat kahkahalardan cesaret aldı ve devam etti;
"Korsan nikah memuru olmasın mazallah"
-- Kahkahalar devam eder --
Nikah memuru da neşeli ortamı kaprisle bozmadı ve
"Gelin hanım size 'Evet' dedikten sonra korkmayın." deyip ve damada tekrar sordu;
".... kabul ediyor musunuz?"
Damat
"Da! Eski alışkanlık kusura bakmayın. Evet, kabul ediyorum"
Kalabalık gibi gelin de güldü ama hafif bir sıkıntı da basmadı değil.
Nikah memuru bu sefer geline döndü ve sordu;
" .... kabul ediyor musunuz?"
Gelin;
"Ne diyeyim ki ben şimdi. Evet kabul ediyorum"
Evet'i duyan damat seviçle geline döndü ve kolunu kaldırıp;
"Çak!" dedi.
Gelin beşliği çaktı ve zaten yumuşamış, hamburger ekmeği kıvamına gelmiş olan kalabalık gülmeye devam etti.

Takı merasiminde damadın arkadaşları hala gülüyordu ve
"Olum sakat mısın?", "Youtube'a koyacam bunu", "Deli misin nesin?" gibilerinden bir şeyler söylüyorlardı. Çok komik olmayan bu merasim de bitti, düğün istemeyen çift eve gidip, küçük altınları sayıp, sevişip, bir daha küçük altınları saydılar.

Hiç yorum yok: