13 Eylül 2010 Pazartesi

Yutup - Seçim günü - Mardin'e son bakış

Seçim günü

 

Yutup: Bekar evinde bir gece daha uykuya hazırlanıyordu Yutup. Üzerinde askılı beyaz atleti, altında yıllardır hemen her gece giydiği solmuş lacivert pijama altı. Televizyonda müzik kanalını dinliyordu ve yüzünde umutsuz bir ifade vardı. Kapının dışarıdan açıldığını duydu, gelen ev arkadaşlarından biri olmalıydı. Kapıyı açan arkadaşı yüzünde kocaman gülümseme ile “ Müjdemi isterim hemşerim, memlekete gitmenin yolunu buldum, hem de uçakla, hem de bedava” Arkadaşının sözleri yüreğindeki burukluğu bir kez daha arttırdı. Annesini görmeyeli bir seneyi geçmişti. Memlekete hem parasızlıktan, hem de hayallerine ulaşmadığından gitmek istemiyordu. Hayalleri sıradan bir Türk filmi sadeliğindeydi. Yıllarca önce ayrıldığı memleketine meşhur şarkıcı olarak dönmek istiyordu.

 

“Nasıl olacakmış o iş?” dedi arkadaşına. Arkadaşı hızla anlatmaya başladı.

 

“Bizim ikametler memlekette değil mi? Oy vermeye gideceğiz. Benim bir arkadaş partide çalışıyor. Her şeyi onlar karşılayacak. Git gel parası, biraz da harçlık. Bana bulabildiğin kadar adam bul dedi. Tabi onların partiye oy atacağız, olur mu?”

 

“Olur ulan” dedi Yutup. Hep uçakla memlekete gitmek istemişti. “Gider oy verir, geliriz. Hem anan gözümde tütüyor.”.

 

-*-*-*

 

Seçimden iki gün önce, Cuma akşamı bindiler uçağa. Ev arkadaşı sekiz hemşerisini daha bulmuştu. İki saat sonra Mardin’e indiklerinde onu da çocuklar gibi heyecanlıydı. Aralarında on senedir memleketine dönmeyenler vardı.

 

Annesini görünce ağladı Yutup. “Allah’ın her gün seni düşündüm anam”, dedi ki yalanda söylemiş sayılmazdı. Sokakta şarkı söylediğini gizliyordu anasından. Dilenci sanılmaktan korkuyordu.  Cumartesi Youtube’a koyduğu videosunu izletti annesine. Meşhur olacağım, zengin olacağım hayallerinden birini daha anlattı. Annesinin gözlerinden; umutsuz, acır bir gülümseme okudu ve o an kararını verdi. “Ya meşhur olur dönerim Mardin’e, ya da tabutum döner.”

 

Pazar sabahı ev arkadaşı telefonla aradı. Saat onda toplanılacak ve oy vermeye gidilecekti. Dokuz buçukta parti binasının önünde olmasını söyledi. Tam vaktinde Yutup’da oraya gitti.

 

Seçim günü olduğundan bir telaş, bir kalabalık vardı binanın önünde. Herkes şık giyinmişti. Kravatsız kimse yok gibiydi. Yetkili biri hepsini elini sımsıkı sıktı ve oy verildikten sonra burada toplanılacağını herkese dönüş biletleri ve harçlıklarının verileceğini söyledi. Sonra hep beraber oy verecekleri okula gittiler. Okul meydanı hıca hınç doluydu. Yıllardır görmediği, adlarını bile unuttuğu birçok simayı gördü Yutup ama yanlarına gidip konuşmadı. Aklında annesinin dünkü acır, umutsuz yüz ifadesi kalmıştı. Hiç oyalanmadan oyunu kullandı ve parti binasının önüne gitti. İçeri girmesi söylendi Yutup’a orada bir adam parmaklarındaki oy verenleri sürülen mürekkebe baktı ve zarf içinde 200 lira ve uçak biletlerini verdi. Uçakları akşam yedide kalkıyordu.

 

Sonra evine döndü Yutup. Annesi ile biraz sohbet etti. Havadan sudan ve özlemden. Sonra elini öptü ve vedalaştı. Hakkını helal et anam, dedi ve arkadaşları ile toplanıp havaalanına gittiler.

 

Uçak kalkarken aklında annesini yanında ettiği yemin geldi., “Ya meşhur olur dönerim Mardin’e, ya da tabutum döner.” Acı bir ses ise Yutup’a bu Mardin’i son görüşün diyordu.

Hiç yorum yok: