Takip edilmek sizler için sıkıntılı olsa da benim
için sıradan ötesi bir durumdur pazartesi ruteenleri. Bu durumdan hiç rahatsız
olmam. Ne dünya güzelleri peşimde Gollum’a dönmüştür. Hatta takipçilerimi:
fiziksel takipçilerim, teknik takipçilerim ve mental takipçilerim olarak üçe
ayırır; hiçbirini birbirinden ayırmaz, acırım. Ama pazar günü adını henüz koyamadığım
yeni bir tür takipçi gözlemledim.
*Herhangi bir fan kulübün gençlik ya da kadın kolları
başkanı olmamalı.
*Asla dengelenmiş kuvvetlerin etkisi altında
kalmamalı.
*Takım elbise giydiğinde feminen bir maskülenliği
olmalı.
*Cep telefonumu kapattığım uzun toplantılarımın
dönüşünde beni sonsuz bir şefkatle karşılamalı.
*Kulağını çektiği kişilerde geçici sağırlığa, kalıcı
ağırlığa yol açmalı.
*Sağlam geyiği olan pörtlek gözlü bir kankası
olmalı.
*Mesela bir şarkı çalınca çığlık ata ata kaçmalı.
Türünün gideri var bir örneği olan bu kadının bir
elinde yeşil duvar saati, öteki elinde ise ampermetre vardı. Saatle oynayıp
duruyordu. Islık çalıp, yanıma çağırıp, ne yaptığını sorduğumda önce bayılacak
gibi oldu ve “Bu saatte pil yok, sizin enerjinizle çalışıyor”, deyip öldü. Meğer
kalbi pille çalışıyormuş, aşırı yüklenmeden hönk diye gitti. Neyse ben de benim
tetrisin pilinin neden hiç bitmediğini çözdüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder