15 Haziran 2014 Pazar

pazartesi - yağmur ve yıldırım

Bu aralar ne çok yağmur yağdı değil mi pazartesi sağanakları. Bir de çok fazla gök gürledi ve yıldırım düştü. Bu işte bir anormallik olduğunu yağmurun başlamasının elli dördüncü gününde, düşen seksen sekizinci yıldırımın akabinde fark ettim. Bir de alt komşum starbuksa artık insanlar jet skileri ile gidip geliyorlar. Hemen meterologları topladım.

*Şehrin her yerindeki terk edilmiş arabaları bilmeli.
*Meyveleri yenilmeyen ağaçlara karşı tepkili olmalı.
*Kimseye bedava akıl vermemeli.
*Sallarken kafasını gözünü kırmayacak kadar iyi nunçaku kullanmalı.
*Çeyizinde atarisi olmalı
*Tavşandan şapka çıkartmalı.
*Benim daha önce gittiğim yerlere gidip oralarda benim izlerimi aramalı.


NTV’nin meteroloğunun söylediği birkaç eski şarkıdan sonra gündemimize geçtik. Herkes şaşkındı. Karbon salınımı ve küresel ısınma gibi bir şeyler zırvalıyorlarken bir haritadaki işaretlenmiş yerleri kafamda birleştirdim ve  resmimi gördüm. Ne bu işaretlenmiş noktalar, dedim; yıldırım düşen yerler, dediler. Siz biraz daha çalışın, deyip gönderdim sözde bilim insanlarını. Buradan sana sesleniyorum yıldırımları istediği yere düşürmeyi çözen kadın. Yarın itibaren çöl diye bir şey duymayacağım. Bu arada yanaklarımı şişkin, burun deliklerimi asimetrik yapmışsın, olmamış; git Belçika’da daha güzelini çiz.

Hiç yorum yok: