22 Haziran 2014 Pazar

pazartesi - dünya vatandaşlığım

Dünya vatandaşı olmanın belli başlı zorlukları vardır pazartesi küreselleri. Aidiyetsizlik hissedersiniz ara sıra. Memleketinizi özler, memleketsizliğin içinizde bıraktığı boşluğu dolduramazsınız. Çok seyahat ettiğinizden jet lag bir yaşam tarzınız olur. Herkes, her yer size aynı gözükmeye başlar.

*UNESCO ile aralarında bir şeyler olmalı.
*Doğa fotoğrafçılarını paparazzi sanıp dövmüşlüğü olmalı.
*Arada sırada gizemli birkaç şey söyleyip kaybolmalı.
*Sırtına şezlong izleri çıkmamalı.
*Astronomiyi pek takmamalı.
*Sol kaşımı kaldırdığımda bir terslik olduğunu sezmeli ve önlem paketi hazırlamalı
*Rahat batmalı.


İşte böyle sabah megafondan “Tomate” diye bir ses duydum gibi geldi. Camdan baktım, bir kamyon dolusu domates. Yıllardır domates savaşı yapmıyordum, diye içimden geçirip; koşup atladım kamyonun kasasına. Önce elinde megafon olan adamı kafasına çaktım domatesi, sonra yoldan geçenlere. On dakika geçti, on beş dakika geçti; benden başka kimse eğlenmiyor. Domatesler bitince ve  megafonlu adam “iki bin lira rica edeyim” deyince, bende jeton düştü. Domates savaşı İspanya’da oluyordu.

Hiç yorum yok: