Sevgililer gününü daha atlattınız pazartesi sevgilisizleri.
Bir kısmınız en azıdan dürüsttü, onlara lafım yok, sap sap takıldınız. Diğer
kısmınız ise sanki birbirinizi seviyormuş gibi davranıp; yalanlar söyleyip,
yalanlar dinlediniz. Benimse üstümde bir ağırlık vardı. Şöminemin karşısında
yeni dünya düzenini düşünürken şekerleyivermişim. Şekerlememe Aziz Valetin
girdi. Adamcağız bir yandan ağlıyor bir yandan da “Çevir beni” diyordu.
*Pilleri akmamalı.
*Çat pat İspanyolca bilmeli.
*Fotoğraf çektirirken yanındakilere gereksiz bir
samimiyet göstermemeli.
*Seçim şarkıları diline dolanmamalı.
*İnternet sitesinden sert açıklamalar yayınlamalı.
*Benden başka bir alışkanlığı olmamalı.
*Dedesinin smokini olmalı.
Uyandığım gibi triportörüme atlayıp gaza bastım. Bu
gibi durumlarda triportörüm her zaman beni istediğim yere götürmüştür. Durduğum
yeri kazdım ve Aziz Valentin’in mezarını buldum. Şekerlemelerim bir kez daha
beni yanıltmamıştı. Merhum mezarında ters dönmüş ondan bana “Çevir beni” demiş.
Ben de tabi çevirdim ve mezarını
suladım. Sonra tripotörüme atladığım gibi Santa Clara’ya gittim. Tahmin ettiğim
gibi Che de mezarında ters dönmüş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder