27 Ocak 2011 Perşembe

diyalog portreci

müjgan - porteci "piçlik üzerine"

- Sokakları özlüyorum Müjgan.
- Hem anlayabiliyorum hem de anlayamıyorum seni. Sokaklarda senin gibi piç ve…
- Haklısın benim gibi piç.
- Ve ben bir piçle çalışamam. Piçler satar, piçler umursamaz, piçler güvenilmez.
- Ne demek istiyorsun?
- Ya içindeki piçi de alıp sokağa in, ya da o piçi bir yerlere kilitle. Ben profesyonelim ve profesyonellerle ve özel insanlarla çalışırım. Bazen bir tanesini seçmek gerekir ki; işte o zaman profesyonelliği seçerim. İçindeki piçi öldürmeni istemiyorum. Seni özel kılan özelliklerinden biri o. Ama bir gün o piç seni ele geçirirse seninle çalışamayız. Sana şunu da hatırlatmak isterim. İçindeki piç ile sokaklarda takılırken de bundan daha mutlu değildin. Alışmak zordur portreci. Yaşadığın sadece alışma dönemi.
- Bilemiyorum. Sokaktayken de içkisiz uyuyamıyordum, şimdi de içkisiz uyuyamıyorum. Eskiden de mutsuz uyanıyordum, şimdi de mutsuz uyanıyorum.
- Bana ne istediğini söyle? Uyku sorununu herkes yaşıyor, camdan aşağı bak. Sence kaçı mutlu uyandı?
- Bilemiyorum.
- Bende bilemiyorum portreci. Yine de eminim ki çoğu mutsuz uyandı.

Portreci bir yeni demlediği çaydan bir bardak kendisine, bir bardak da Müjgan’a koyar. Aldığı ilk sıcak yudum boğazını yumuşatmıştır.

Hiç yorum yok: