Ama neden önce kadınlar ve çocuklar? Bir gemi batarken sınırlı sayıdaki filikalara insanlar koştururken bu ses yankılanır “ Önce kadınlar ve çocuklar!” Bunun birçok sebebi var olmalı ama bence en büyük sebep varoluşsal.
Yirmi kişilik bir filikaya; on dokuz erkek ve bir kadının bindiğini ve bir şekilde bir kurtulup ıssız adaya düştüğünü düşüyorum da o ada, bol cinayetli bir ada olurdu. Türün devamlılığı ilkesini temel alırsak da; devamlılığı sağlayacak, döllenecek bir kadın ve ıssız bir adaya düşmenin verdiği, soyumu devam ettirmeliyim, dürtüsüne yenik düşmüş on dokuz adamdan oluşan minik bir cehennem ortamını düşünemiyorum bile.
Ama tam tersini düşünelim. On dokuz kadın ve bir erkek filika ile batan gemiden kurtuldu ve bir adaya sığındı. Her ne kadar şartlar diğer durum kadar korkunç olsa da türün devamlılığı bu şekilde rahatlıkla sağlanabilir. Adamın spermleri yüzüyorsa bir yılın sonunda on dokuz çocuğu, on yılın sonunda ise iyimser bir rakamla yüz elli çocuğu olabilir. Bu demektir ki insanlık sona ermeyecek.
Önce kadınlar ve çocuklar dedim ama çocuklardan hesaplamalarımda bahsetmedim. Neden çocuklar kurtarılır? Annelik içgüdüsü sadece kadınlarda görülür, her kadında da ve çocuklar türün devamlılığında da bir erkek ya da bir kadından daha etkisizlerdir. Neden çocuklar kurtarılır o zaman?
Birincil sebep günahsız oldukları inancımızdır sanırım. Bir diğer sebep küçük insanlar olduklarından dolayı, az yer tutarlar ve daha fazla insan kurtarılabilir. Hem eğer gemi batıyorsa bunun müsebbibi erkeklerdir. Kaptanından, miçosuna, tersane işçisine kadar hepsini erkeklerin oluşturduğu bu organizasyonda suçu üzerinden atmak isteyen erkekler şu saçma klişe ile kendilerini kurtarmaya çalışmaktadırlar “Gemide kadın uğursuzluk getirir.”. Hadi ordan!
Lost’u hala izlemedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder