*Solucanın hayatı bir dejavudur aslında.
*Gücünü hiçliğinde alıyor. Ne başı ver
ne kıçı. Gözü yok, ağzı yok. Kemikleri yok.
*Öldüğünde cenaze namazı kılındıktan
sonra defnederken başı nereye çevrilecek problemi
*Omurgasız ve dik duruşsuzluğundan belki
de aşağılanması.
*Bir de nedense balıklar çok sever
solucan. Ama solucanlar balık sever mi?
*Şimdi bunların ağzı yok ya nasıl nefes
alıyor? Suya girince boğuluyorlar mı ki?
*Solucan adam diye bir süper kahraman
olmamasını anlamladırabiliyorum.
*Guinnes Rekorları için avuç avuç
solucan yiyen üç kişi hatırıyorum. Acaba o solucanlar nasıl öldü? Boğularak mı,
mide asidiyle eriyerek mi?
*Mezarlıklar solucan cenneti olmalı,
gördüğüm en büyük solucanı dedemin mezarının beş metre ötesinde görmüştüm. O
kadar şişmandı ki…
*İsminin kaynağı ne ki? Peki Latincesi?
*yirmi saniyelik derin araştırmalarım
sonundan;
-2000 çeşidi var.
-3.5 metreliği var
-Fosforlusu var
-İnternet kültüründe de solucan
kelimesinin yeri var. Spam gibi bir şey olmalı
-Trorje virüsü de bir solucan
*Solucanların uçma ihtimalinin
korkunçluğu
*Balıkçılara solucan satan çok fakir
insanların çok fakir çocukları. Bardağı bir lira.
*So (l) u can
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder