27 Temmuz 2013 Cumartesi

solucan

*Solucanın hayatı bir dejavudur aslında.
*Gücünü hiçliğinde alıyor. Ne başı ver ne kıçı. Gözü yok, ağzı yok. Kemikleri yok.
*Öldüğünde cenaze namazı kılındıktan sonra defnederken başı nereye çevrilecek problemi
*Omurgasız ve dik duruşsuzluğundan belki de aşağılanması.
*Bir de nedense balıklar çok sever solucan. Ama solucanlar balık sever mi?
*Şimdi bunların ağzı yok ya nasıl nefes alıyor? Suya girince boğuluyorlar mı ki?
*Solucan adam diye bir süper kahraman olmamasını anlamladırabiliyorum.
*Guinnes Rekorları için avuç avuç solucan yiyen üç kişi hatırıyorum. Acaba o solucanlar nasıl öldü? Boğularak mı, mide asidiyle eriyerek mi?
*Mezarlıklar solucan cenneti olmalı, gördüğüm en büyük solucanı dedemin mezarının beş metre ötesinde görmüştüm. O kadar şişmandı ki…
*İsminin kaynağı ne ki? Peki Latincesi?
*yirmi saniyelik derin araştırmalarım sonundan;
-2000 çeşidi var.
-3.5 metreliği var
-Fosforlusu var
-İnternet kültüründe de solucan kelimesinin yeri var. Spam gibi bir şey olmalı
-Trorje virüsü de bir solucan
*Solucanların uçma ihtimalinin korkunçluğu
*Balıkçılara solucan satan çok fakir insanların çok fakir çocukları. Bardağı bir lira.
*So (l) u can

*

Hiç yorum yok: