Üzerime sanki ölü
toprağı serpilmiş gibi hissediyorum pazartesi miskinleri. Kolumu kıpırdatacak
halim yok. Biraz önce tetriste çubuk geldi de 4 blog yıkmaya bile üşendim. Ellerim
ve ayaklarım kelepçeli; kurtulmaya bile mecalim yok. Salonumun ortasına bir
direk dikilmiş ve on beş dakikada bir hanım kızımız o direkle dans edip,
akrobatik hareketler yapıp, soyunuyor.
*Eski sevgilileri ülkeyi
terk etmiş olmalı.
*Onu gören dilenciler
kaçışmalı.
*Yağmur dualarının aranan
siması olmalı.
*Apartman önünde halı
yıkamamalı.
*Karamsar değil,
kötümser olmalı
*Karnı hiç ağrımamalı.
*Otobüse bindiğinde
kimseyle göz teması kurup, kedine aşık etmemeli.
Neyse sonra tuvaletim
geldi de; kelepçeleri parçalayıp tuvalete kalktım. Kalkmamla beraber herkes
evden kaçmaya başladı. Çığlık çığlığa koşuşturuyorlar, merdivenlerden yuvarlanan
yuvarlanana. Herkes gitti striptiz direği ve tekerlekli sandalyede bir adam
kaldı. Adam metalik bir sesle “Selamın aleyküm, ben Hawkings” dedi. “Aleyküm
selam”, dedim ve kendisi merdivenlerden aşağı yuvarladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder