Kovboylar mı, pazartesi
vahşi batınileri? Salı gününden cumaya kadar gerçekten de evimin etrafında
kovboylar vardı. Genelde böyle alışılagelmedik bir şey gördüğümde birkaç kişi
kapımı çalar, ya kültürlerinden ya da dinlemediğim başka şeylerden bahseder ve
dayaklarını yer giderlerdi. Ama bu sefer durum kesinlikle farklıydı. Bunlar gerçek
kovboylar olmalılardı.
*Askerlik sorunu
olmamalı.
*Üzerinde marka olan
kıyafetleri olmamalı.
*Tempo tutarken ritmi
kaçırmamalı.
*Dolguları dişiyle aynı
renk olmalı.
*Ben konuşurken notlar
almalı.
*Tüm teyzeleri nihilist
olmalı.
*Ergenken ‘pek salak’
olmalı.
*Dünya gülümseme gününde
gülümsememeli.
Üç gün ve gece sessizce
bekledim. Gizlice çatıya çıkıp güvercin ve martı yakalayıp yoldum ve kendime
kızılderililerin kafalarına taktıkları tüylü şeyden yaptım. Evdeki mobilyaları
yontup yay ve oklar yaptım. İlk kez yaptığım bu şeyleri sanki her gün
yapıyormuş gibi sakin ve ustalıkla yapıyordum. Altıma Belçika first laydisinin
geçen sene hayvanları koruma gününde bana hediye ettiği deri kilodumu giyip
makyajımı da yaptığım gibi sokağa fırladım. Ve elbette yüzdüğüm kafa derilerine
türk hava kurumuna bağışladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder