21 Temmuz 2013 Pazar

pazartesi - kızılderililiğim

Kovboylar mı, pazartesi vahşi batınileri? Salı gününden cumaya kadar gerçekten de evimin etrafında kovboylar vardı. Genelde böyle alışılagelmedik bir şey gördüğümde birkaç kişi kapımı çalar, ya kültürlerinden ya da dinlemediğim başka şeylerden bahseder ve dayaklarını yer giderlerdi. Ama bu sefer durum kesinlikle farklıydı. Bunlar gerçek kovboylar olmalılardı.


*Askerlik sorunu olmamalı.
*Üzerinde marka olan kıyafetleri olmamalı.
*Tempo tutarken ritmi kaçırmamalı.
*Dolguları dişiyle aynı renk olmalı.
*Ben konuşurken notlar almalı.
*Tüm teyzeleri nihilist olmalı.
*Ergenken ‘pek salak’ olmalı.
*Dünya gülümseme gününde gülümsememeli.


Üç gün ve gece sessizce bekledim. Gizlice çatıya çıkıp güvercin ve martı yakalayıp yoldum ve kendime kızılderililerin kafalarına taktıkları tüylü şeyden yaptım. Evdeki mobilyaları yontup yay ve oklar yaptım. İlk kez yaptığım bu şeyleri sanki her gün yapıyormuş gibi sakin ve ustalıkla yapıyordum. Altıma Belçika first laydisinin geçen sene hayvanları koruma gününde bana hediye ettiği deri kilodumu giyip makyajımı da yaptığım gibi sokağa fırladım. Ve elbette yüzdüğüm kafa derilerine türk hava kurumuna bağışladım.

Hiç yorum yok: