27 Haziran 2013 Perşembe

Çirkinler Tarikatı - Tarikat lideri ve tarikatın işleyişi

Tarikat Lideri: Adam yeşil saçlıydı bir kere. Saçlarının asıl rengi bozdu ve yeşil boyayı rahatlıkla kaldırıyordu. Bitkilerden bir karışımla boyuyuordu saçını. Sorduklarında saçını boyadığını söylerdi ama sormayanlar saçlarının gerçekten yeşil olduğunu sanırdı. Zaten kimse kolay kolay bir tarikat liderine saçlarınız boyamı diye soramaz.

Öyle deli gibi hareketleri yoktu ama konuşurken eli kolu biraz çok oynardı. Çok sigara içmekten sesi boğuklaşmıştı. Sigarayı sadece kendi içmez, herkese önerirdi. "kalben çekilmiş bir nefes ibadet gibidir", derdi. Farklı giyinirdi, bazen takke sarardı, bazen kot pantolon gömlek otururdu. Eski püskü entarisini çok severdi ve onu giydiği zaman üstüne dökülmesin diye asla yemek yemez, çay içmezdi. Sakal traşını günlük olurdu ve yine bitkilerden yapılma parfümünü sıkardı. Aynı saçlarının rengi gibi, kokusunun da kendi öz kokusu olduğu sanılırdı. Ama soran olursa çekinmez kendi yaptığı bir parfüm olduğunu söylerdi.

Namazı kolaylaştırmışlardı, her vaktin farzı bir rekattı ve günün istedikleri bir vakti beş rekat namaz kıldıkları zaman günlük namazlarını eda etmiş sayılıyorlardı. Abdest sadece el yıkayarak alınabiliyordu. Haç vazifesini yok sayıyorlardı. Zekat ve fitreleri ise tarikat topluyor ve tarikatın giderleri için harcanıyordu. İlginçtir aldıkları apartmanın tamamı bu paralarla elde edilmişti.

Tarikatın farklı özelliklerinden biri de günah çıkartma vardı. Hem de olabildiğince katolikçe. Günah çıkartma yetkisi sadece Tarikat liderindeydi. Herkese yılda bir kez, tarikata katılma yıldönümünde sıra gelirdi ve başbaşa bir odaya çekilirlerdi. Orada sadece günahkar konuşur, tarikat lideri tek kelime bile etmez, tarikat üyesinin yüzüne bile bakmazdı. Sonra odadan çıkarlardı ve ritüel biterdi.

Tarikat liderinin asıl kerameti gelecekten haber vermesiydi. Bazı geceler duvara garip bir şeyler yazar ya da çizerdi. Sonra olan bir şeyi ona yorardı. Karlı bir günde çizdiği uçak resmi Eşref Bitlis'în uçağının düşmesine yormuştu.

"Kalp kırıldığında olmaz tamir,
Ayrılıkların hepsi değildir emir
Laf değil, söz değil,
Pespaye her rüya düş değil"

yazdıktan sonra yedi ay sonra Turgut Özal ölmüş kalp krizinden ölmüş; şiirinin de Özal'ın öleceğine önceden haber verdiğine inanmışlardı.

Bu gelecekten haber verme safsataları sayesinde ünü artmıştı. İnsanlar kapılarını kuyruk oluyor, hayır duası dilenip büyük paralar veriyorlardı. Tarikat lideri bu durumdan hem memnundu; hem de değildi. Para ve güç gözünü döndürse de, bunun sonunu hazırlayacağını seziyor ve her geçen gün agresifleşiyordu.

Hiç yorum yok: