Camdan sarkmış tükürüyor
ve Venüs’ün dünyamıza bu kadar yaklaşmasının yer çekimine bir etkisi olup
olmadığını ölçüyorken şişe şeklinde bir araba sokağıma girdi pazartesi akşamdan
kalmaları. Venüs’ün bu kadar yaklaşmasının beynime bir etkisi mi oldu derken
içinden şişe gibi giyinmiş bira adam çıktı ve kapıyı çaldı. Açmaktan başka
şansım yoktu. Gördüklerim gerçek mi değil mi test etmek için cep telefonumun
kamerasını açtım ve büfemin üstüne koydum.
*Bir Fransız bir de
Alman arkadaşıyla gezip gerçek hayatta fıkra var mı onu denemeli.
*Kafası ve elleri kopuk
bir şekilde cesedi bulunursa kimliğini teşhis edebileceğim bir izi olmalı.
*Küçükken albino bir
midillisi olmalı.
*Pire için değil yorgan,
gerekirse mahalleyi mahallelilerle birlikte yakmalı.
*Diğer insanlar sanki
bizimle eşitmiş gibi davranabilmeli
Şişe adam nazikçe
kapağını çıkarttı ve dini bir referansla beni karşıladıktan sonra karşıma
oturdu. Badem bıyıklı, gayet açık alınlı ve ince telli saçlarını sağa taramıştı.
Arada sırada beni ziyaret eden bir siyasi lidere benziyordu ama çıkartamadım.
Hal hatır sorup beynimi ütüledikten sonra konuya girdi. Şişe çevirme
federasyonu başkanıymış. Tüm dünyada bu oyun oynanırken biri “Cesaret” dediği
zaman benimle ilgili bir şey söyleniyor ve oyun kilitleniyormuş. “Konuyla ilgileneceğim”
dedikten sonra adamı postaladım. Sonra telefona baktım, adam gerçekmiş. Konuyla
ilgilenmeyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder