13 Mayıs 2013 Pazartesi

pazartesi - gölge


Geçen çarşamba bir yandan yalnızlık için yerine bir keline türetmeye çalışırken, bir yandan da işaret parmağım ile dizime vurarak tempo tutuyordum pazartesi polifonikleri. “Dın, dın dın dın; dın dın dın, dın dın dın”. Evet bildiniz ‘Eye of the tiger”

*Kelime oyunları temelli bir mizahı olmamalı
*Yabancı kadınlarla öpüşmemi diyalog çabası olarak görmeli
*Polis radyosu ve polis telsizi dinlemeli.
*Kız arkadaşları ağladığında geç teselli etmeli ki; ağlama süresi artsın.
*Beni garsonlarla muhatap etmemeli.

O streoid bağımlısı kas yığınından nasıl böyle güzel film çıkar hep kafamı karıştırmıştır. Gözlerimi kapattım ve filmi baştan sona birkaç kez hatırladım. O merdivenlerden yukarı koştuğu sahneyi dört tekrar geçtim. Hiç olmaz, içimden koşmak geldi. Gri eşofmanlarımı çektiğim gibi koşmaya başladım. Tabi ben koşunca tüm kadınlar koşmaya başladı. Arkamdan hızla gelen bir kadının gölgesine bastığımı fark ettim. Sonra kendi gölgeme baktım, yoktu. Hava kararana kadar öyle kalakalmışım.

Hiç yorum yok: