26 Temmuz 2012 Perşembe

ayrı anne ikizleri


Mekan berbat mı berbat. Bir simitçinin alt katı. İzbe, karanlık, ses çok yüksek. Yabancı şarkılar çalıyor. Kötü bir bar gibi ama onu kötü bir bardan daha kötü kılan kısmı içkinin de olmaması. Etraf çocuk çoluk. Hem de varoş çocuk çoluk. Her zaman olduğu gibi içimdeki ses pis pis mırıldanıyor “ ne işin var burada “, “ ne işin var burada”, “ ne işin var burada”...

Birinin doğum günü. Biraz nezaketen biraz da sosyalleşme zorunluluğu ile girmişim ortama.  Oturduğum an kalkasım gelmiş ama katlanıyordum. Sonra onları gördüm. Ayrı anne ikizleri. Birbirlerine çok benziyorlardı. Aynı tornadan çıkmış gibiydiler. Boyları posları, kiloları, vücutlarının duruşu, saçları, sakalları, yüz hatları... Her ikizin başına gelen tatsızlık onları da vurmuş; aynı kıyafetleri giyiyorlardı. Piç piç ve için için güldüm onlara.

Ayrı anne ikizlerden birinin yanında varoş ve zayıf bir kız vardı. Öpüşme mesafesinde konuşurlardı. Diğer ise ikizinin yanında boş boş duruyordu. Derken mekanda o yabancı şarkılardan biri çaldı. Yanında kız olmayan ikiz kalkıp dans etmeye başladı. Bir yandan da ikizini çağırıyordu ama ikizi kızın yanından kalkmak istemiyordu. Sonra tabi aile bağları ağır bastı ve kalktı. Aynı şarkı bir daha çaldı. Aynı hareketleri yaparak dans ettiler ama uyumu bir türlü yakalayamadılar. Kız arkadaşı olan ikiz, iki de bir durup kardeşine bakıp bakıp  durdu. Yine bir yerden başladılar ama yine haraketlerde uyumu sağlamayadılar. Biraz iyi gidiyorlar ama sonra batırıyorlardı. Her ne kadar ikiz gibi olmaya çalıştısalarda bir yerde olmuyordu.

Hiç yorum yok: