Mekan berbat mı
berbat. Bir simitçinin alt katı. İzbe, karanlık, ses çok yüksek. Yabancı şarkılar
çalıyor. Kötü bir bar gibi ama onu kötü bir bardan daha kötü kılan kısmı
içkinin de olmaması. Etraf çocuk çoluk. Hem de varoş çocuk çoluk. Her zaman
olduğu gibi içimdeki ses pis pis mırıldanıyor “ ne işin var burada “, “ ne işin
var burada”, “ ne işin var burada”...
Birinin doğum günü.
Biraz nezaketen biraz da sosyalleşme zorunluluğu ile girmişim ortama. Oturduğum an kalkasım gelmiş ama
katlanıyordum. Sonra onları gördüm. Ayrı anne ikizleri. Birbirlerine çok
benziyorlardı. Aynı tornadan çıkmış gibiydiler. Boyları posları, kiloları,
vücutlarının duruşu, saçları, sakalları, yüz hatları... Her ikizin başına gelen
tatsızlık onları da vurmuş; aynı kıyafetleri giyiyorlardı. Piç piç ve için için
güldüm onlara.
Ayrı anne ikizlerden
birinin yanında varoş ve zayıf bir kız vardı. Öpüşme mesafesinde konuşurlardı. Diğer
ise ikizinin yanında boş boş duruyordu. Derken mekanda o yabancı şarkılardan
biri çaldı. Yanında kız olmayan ikiz kalkıp dans etmeye başladı. Bir yandan da
ikizini çağırıyordu ama ikizi kızın yanından kalkmak istemiyordu. Sonra tabi
aile bağları ağır bastı ve kalktı. Aynı şarkı bir daha çaldı. Aynı hareketleri
yaparak dans ettiler ama uyumu bir türlü yakalayamadılar. Kız arkadaşı olan
ikiz, iki de bir durup kardeşine bakıp bakıp
durdu. Yine bir yerden başladılar ama yine haraketlerde uyumu
sağlamayadılar. Biraz iyi gidiyorlar ama sonra batırıyorlardı. Her ne kadar
ikiz gibi olmaya çalıştısalarda bir yerde olmuyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder