Siyah takım elbise giymiş, dik durmaya ve dik yürümeye gayret eden saçma sapan insanlar kapımı o kadar çok çalıyorlar ki; artık inanın ne benim, ne de sizin için haber değeri taşımıyordu damardan pazartesiciler. Ta ki düne kadar. İşte yine bir grup siyasi kapımı çaldı, röpteşambırımın önünü bile bağlamadan, gözümün çapağı ile kapıyı açtım ve sordum; “Bu sefer ne var?”
*Antep fıstığını ayıklayıp bana yedirmeli.
*Saatlerin ileri ya da geri alınmasını bana yansıtmamalı.
*Kin ve devlet işlerini birbirinden ayırmalı.
*Kübizm şakaları yapmalı.
*Dilberay taklidi yapmalı ama duracağı yeri bilmeli.
Bu sefer iyice delirmişler. Ellerinde jotstick gibi bir şey var, yedi tane. Üzerinde de bir düğme, düğmeninde üzerinde bir kapak, kapakda da “ luzüm görürseniz kırınız” yazıyor. Lüzum görüyorum olan dediğim gibi diz çöküp yalvarmaya başladılar. Bu dallamalar nükleer silah sahibi ülkelermiş ve bu butonlar nükleer silahı ateşliyormuş. Yıllarca bu büyük sorumlulukla yaşamaktan yorulmuşlar ve haklarını bana devretmek istiyorlarmış. Nedir benim bu dünyanın kahrını çektiğim yahu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder