9 Mart 2012 Cuma

Kasmadan Hisse

Yüzyıldır aynı muhabbeti dinliyoruz. Eski Avrupalı, yeni Amerikalılar oldu ve Kızılderilileri yurtlarından attı. Onlara vahşet uyguladı. İçkiye alıştırdı, soylarını tüketti. Yoksa Kızılderililer doğayla uyumlu, barış halinde yaşayan masum insanlardı.

İşin aslı öyle değil işte. Avrupalılar kıtayı fethetmeden çok önce, hatta Kızılderililer ortaya çıkmadan orada şimdiki Eskimoların atası olduğu tahmin edilen Narşürkler yaşıyordu. Bayrakları, marşları, türküleri, dinleri, ritüelleri, bayramları, seyranları yoktu. Onlarda çadırlarda yaşarlar, sadece doyacakları kadar alanı eker; ticaretle, savaşla uğraşmazlardı. Kızılderililerin ot tüttürme ve mantar ile halisünatif durumlara geçmesi hep Narşürklü kültürünün etkilerindendir. Bir rivayet hiç ayık gezmezler, ayık gezeni de çok sevmezlermiş.

Sonra kuzey doğudan denizyolu ile Kızılderililer Amerikayı keşfetti. Uzun saçlı, sakalsız, kafalarında tüylerle gezen garip adamları gören Narşürklüler onları hiç yadırgamadı. Zaten ot ve mantardan her gece çok daha acayip şeyler görmeye alışmışlardı. Herkesin kendine yettiği, kimsenin yaralı parmağa işemediği bir kültürden geldikleri için de Kızılderililere hiçbir dostane tavırda bulunmadılar. Ne selam verdiler, ne küfrettiler.

Kızılderililer bu duruma çok anlam veremedi. Dostane bir tavırları olmadığına göre dost değillerdi ama düşmanca bir tavırları da yoktu ve düşman oldukları da söylenemezdi. Bulundukları durumu ataları daha önce hiç yaşamamıştı. Olayı anlamak için akılları sıra hayvanlardan benzetmeler kurdular. Kendilerini bir ceylan, Düşmanlarını ise bizonla eşleştirdiler. Bizon ceylan yemezdi ama isterse öldürebilirdi. Ölmek isteyemen ceylanın tek şansı vardı. Birleşip, gizlice saldırmak.

İşte o gün ilk totemlerini diktiler. Başında tüyler olan bir ceylan. Sonra da bir gece ilk Narşürk köyüne saldırdılar. Daha önce hiç savaşmadıkları için ne olduğunu bile anlamadan o köy yok oldu. Bu vahşet haftalarca sürdü. İlk zamanlarda sayıları onbinlerce ölçüldüğü tahmin edilen Narşürklülerden sadece bir yıl sonunda sadece birkaç köy; yüz, yüz elli kişi kalmıştı.

Cinayet işlemekten yorulan ve artık kan tutan Kızıl adamlar durdu ve kendi geldikleri gemilere Narşürklüleri doldurup, gönderdiler. Muhtemelen şimdiki Eskimolar Kuzey Kutbuna bu sayede gitmiş olmalı. Munis yapılar ve anlaşılmaz hayat tarzları göze alındığında bu çok da mantıksız gelmiyor.

Daha sonra tüm Kuzey Amerika’ya hakim olan Kızılderililer hızla çoğaldılar. Narşürklülerden kalma adetlerin birazını kendi adetleri ile harmanlayıp, zaman da ayak uydurarak barışçıla yakın bir hayat sürdürdüler. Ta ki beyaz adam gelene kadar.

Kasmadan hisse: Peki birileri gelip Beyaz adamı yurdundan kovarsa; onlara şiddet, vahşet uygularsa? O zaman kim Kızılderililerin yaşadığı vahşetten bahseder?

Hiç yorum yok: