
Bazı insanlar hep kazanır;bazıları ise bazen kazanır,bazen kaybeder;bazıları ise hep kaybeder.Hayatta beraberlik yoktur.Her zaman bir kazanan vardır.
Ben her zaman kazanan insanlardanım.Kaybetmeyi bilmem.Kazanmak için doğmuşum.Nasıl kazandığımın bir önemi yoktur.Ben sadece sonuca bakarım.Kazanmaya.
Küçükken bizim futbol takımı hiç kaybetmezdi.Her topu kaybettiğimde,faul olmadığı halde ''faul!'' der;bağırır,çağırır,topu elime alırdım.Eğer pozisyonu tartışmak gerekiyorsa bundan hiç kaçmazdım.Saatlerce bağıra bağıra konuşabilirim ve tartışma ile çözülemeyecek bir durumda ise kavgadan da asla kaçmam.Bu özelliğimi küçüklüğümden almışım.
Beni sadece kavgacı ve küfürbaz biri gibi düşünmeyin.Zekiyimdir de.Tüm öğrenim hayatım boyunca kopya çektim ve hiç yakalanmadım.Bazen sınıfta kopya gezerdi ve o kağıt bana geldiği zaman ben başkasına vermezdim.Benim kazanmam için,herkesin kaybetmesi gerek.
Üniversite sınavında bile kopya çektim.Gerçi artık öğrencilik bana cazip gelmiyordu.Hayata atılmamın vakti gelmişti.Üniversiteye girer girmez bölüm başkanın siyasi görüşündeki partinin gençlik kollarına üye oldum.Bunu da o siyasi partiyle hiçbir ideolojik bağım olmamasına rağmen yaptım.Hem ben siyasete inanmam ki.Kazanmaya inanırım.
Parti sayesinde bir çok zengin ve beş para etmez adam tanıdım.Üniversite hayatım da aksamadan devam etti.Artık kendi işimi kurmalıydım.Ama yeterli param yoktu.Para bulamazsam kaybetmiş olacaktım.Ama her zaman bir yolu vardı.Partideki kodamanlardan birinin kızı ile ilişkimi ilerlettim.Söz,nişan hemen yaptık.Zaten kodaman babası da benim zekamın farkındaydı.Tuttuğumu koparttığım da.Ondandır ki çok sorun çıkartmadı.İş kuracağımı söylediğimde de sermayeyi verdi,tabiki geri ödemem şartı ile.
İşimi kurdum,elbette başarılı da oldum.Çevremdeki rakip firmalardan birini,gece geç saatte kendi ellerimle yaktım.Ötekinin hisselerini öyle kurnazlıkla topladım ki.Aptal adam kendinden başka dört ortağı var sanıyordu.Bilmiyordu ki diğer dört ortakda hisseleri benim için almıştı.Yüzde elli birlik hissem olduğu gün bunu duyduğunda intihara teşebbüs etmiş.Ölemedi de başarısız.Komadaymış hala.Aptal oğluna payının sadece yarısı değerinde para verdim ve tüm firmaya sahip oldum.
Kodamanın kızı ile evlenmedim elbette.Evlilik sahip olduğum her şeyin yarısına bir ortak almam demekti.Bir yıl süren nişanlılıktan sonra beni terketmesini sağladım.Babasına da borcumu ödemiştim.Bu nişanlılık bana üç firma kazandırdı.Yine ben kazandım.
İş hayatında büyüdüm.Çok çalıştım elbette;hem işimi iyi yapmak için,hem de rakiplerimin ayağını kaydırabilmek için.Uyuşturucu ve silah ticareti yaptım;dünyanın en büyük mafyaları ile iş yaptım.Hiçkimse beni kazıklayamadı,her alışverişte de ben karlı çıktım.
Adam da öldürdüm,adam da harcadım.Benden daha zekisini,çalışkanını,hırslısını görmedim.Daha doğrusu benden daha vicdansızını da görmedim.Benim sırrım belkide buydu.En zalim ve en vicdansız bendim.
Ta ki onu tanıyana kadar.Şirketlerimin birinde çalışıyordu.İşe kim aldı bilmiyorum ama ben almadığımdan eminim.Yoksa o gözleri mutlaka hatırlardım.Sıradan bir görevde başladığı şirketimde karar merciğine kadar yükselmişti.
İlk gördüğümde ne kadar cesur olduğunu anlamıştım.Koyu yeşil renk etek ceketi ondan başka kimse giyemezdi ve kimse onun gibi taşıyamazdı.Benle tanışırken o derece sakindi ki;ben buna hiç alışık değildim.Tanıdığım herkes benden korkarken,bu genç kız gözlerime doğru bakıp'Ben Mina,sizinle tanıştığıma çok memnun oldum'dedi.O an hayatıma gireceğini sezmiştim.Konuşmalarımız esnasında bir kaç kez kendisine 'Mine hanım'dediğimde sözümü kılıç gibi kesip'Benim adım Mina,efendim'demişti.
İşi konusunda çok cesurdu.'Yüz yirmi kişi işten çıkartılmalı'derken sesi o kadar duygusuzdu ki.Ancak ben bu kadar zor bir kararı bu derece duygusuz şekilde söyleyebilirdim.Bir kaç ay sonra,'Artık kişisel asistanımsın.Tüm gezilerimde benimle geleceksin',dedim.Yine o küçük kahverengi gözlerini gözlerime dikti ve 'Benim bir kedim var'dedi.İlk kez o an Mina'yı öldüresim geldi.'O da bizimle gezer',dedim.Odama geçtim,ve duvarı yumruklamaya başladım.Kimdi bu?
Mina'nın gelişi ivmemizi arttırdı.Artık devlet başkanlarını,Afrikalı diktatörleri otel odalarında kabul diyorduk.Özel jetimiz vardı.İkimizde kazanmaya programlanmış robotlar gibiydik.İkimizinde bir ilişkisi yoktu.Ben gittiğim ülkenin ya en pahalı fahişesi ile yatıyordum ya da güzellik kraliçesi ile.Mina ise kimse ile yatmıyordu.
Bir gece bir porno yıldızı ile sevişirken bir anda kapı çalındı.Gelen Mina'ydı.Porno yıldızına bir tokat attı ve döverek odadan dışarı attı.Yatağa girdi ve hayatım boyunca yaşamadığım bir deneyim yaşadım.Daha önce seviştiğim her kadın benden korktuğu için sadece beni mutlu etmek için sevişirdi.Mina ise kendi için sevişti.Her hareketi kendi içindi,çığlıklarını kendi için attı.Sonrada duşunu aldı,giyindi ve odasına gitti.
Sabaha kadar gözüme uyku girmedi.Neydi bu yaşadığım?
Diğer gece yine odama gelmesini bekledim ama gelmedi;sabaha kadar onu bekledim.Bir sonraki gece dövdüğü pornocuyu getirttim,Mina'nın gelmesi için;ama yine gelmedi.Artık uyuyamıyordum.Gün içerisinde işlerimizin akışı normal olarak ilerliyordu.Hava karardığında ise sadece Mina'yı düşünüyordum.Açıkcası cinsel hayatımda bitmişti.Kim gelirse gelsin eskisi gibi sevişemiyordum.
Ben dünyanın en güçlü adamıyım.İstediğimi yapabilirim.Ben kaybetmem.Hele bir kadına asla!
Uyuyamadığım bir gece Mina'nın kapısını çaldım.Kapıyı açtığında beni bekliyor gibiydi,hiç şaşırmadı.
-İşle ilgili bir sorun mu var?,dedi.
-Hayır,sadece seninle sevişmek istiyorum,dedim.O küçük gözleri ile yine bana baktı ve,
-Kedim odada,dedi.Kediyi tuttum ve camdan aşağı attım.Gözleri faltaşı gibi açılmıştı.Bu seferki sevişmemiz diğerinden de güzeldi.Artık her gece beraber yatıyoruk.Aramızda hiçbir duygusallık yoktu elbette.
Beraber yatmaya başlayalı henüz bir ay olmuştu ama bu kez bana sevişmek istemediğini söyledi,arkasını döndü ve yattı.Tüm gece dokunamadım bile ona.Gözlerimi tavana dikip nefes alışlarını dinledim.Geçen gecelerde de sevişmedi benimle.Odalarımızı yeniden ayırmıştık.
Lozandayken,bir gece Mina'nın oteldeki görevlilerden biri ile seviştiğini işittim.Sorduğumda ise'Bizim kattaki temizlikçiydi,tek gecelik bir şey',dedi.Yine tüm umursamazlığı ile.Silahımı çektim ve temizlikçiyi vurdum.Yanına geldiğimde'Yarın Norveç'e kaçta gideceğiz'dedi.Ne o adamın ölmesi ne de;benim onun için adam öldürmem umrunda değildi.Öldürdüğüm temizlikçi ise kayıtlara intihar olarak geçti.Her zamanki gibi.
Tromso,Erivan,Sao Paulo,Glaskov...İki haftada,dört şehir gezdik beraber,çok önemli anlaşmalar,çok karlı alışverişler yaptık.Her hava karardığında Mina biri ile sevişti ve bende o adamı öldürdüm.On dört kişi öldürmüştüm.Sao Paulo da hiç sorun yaşamama rağmen,Glaskov da işler gittikçe zorlaşıyordu.Diğer gün Dubai'ye gidecektik.
İş hayatımızın en önemli gününü yaşayacaktık.Bir Arap şeyhi,bir yıllık satışımızı bir günde alacaktı.İnanılmaz bir fırsattı.Görüşmelere başladığımızda Mina fırtına gibi esiyordu,üç saat sonra pazarlığa geçtik.Ben bir kelime bile etmeden Mina araplara hayatının kazığını atmıştı.Benim korkum ise gecedendi.Bu ortamda biri ile yatarsa ben ne yapardım?
Gece olduğunda kapısını çaldım.Bir delilik etmesinden korkuyordum.Edeceği deliliğe vereceğim tepkiden korkuyordum.Ben ilk kez korkuyordum.
-Buyrun,dedi.İşle ilgili bir sorun mu var?
-Hayır,dedim.Biraz oturabilir miyim?
-Elbette,dedi.Ben geniş odasındaki kanepeye oturdum.Viskimi nasıl içtiğimi bildiği için hiçbir şey sormadan bardağımı hazırlamıştı.
-Seninle sevişmek istemiyorum,dedi.Yine tüm pervasızlığı ile,
-Ben de senin hiçkimse ile sevişmeni istemiyorum,dedim.
-Neden?,dedi?Hayatımda ilk kez kontrol ellerimdem gidiyordu.Dümen Minadaydı.
-Seni seviyorum,dedim.
Asıl söylemek istediğim 'ben senin içindeki şeytanı sevdimdi,hayatım boyunca hep ben zalim oldum.İlk kez senin yanında mazlumumdu.Ama bunları söyleyemedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder