Habil de Kabil de çok bayılmıyordu
1.
Nuh’tan çok önce, Adem’den az
sonra zamanlardı.
Dünyada hepi topu 2000 insan
vardı. Ne bir eksik ne bir fazla. Ve bu 2000 insan 1000’er kişilik iki gruba
ayrılmışlardı. Ne bayrak vardı o zaman ne de sınır. Biri ötekine gafiller.
Öteki de diğerine Savruklar adını takmış kendilerine ise bir isim verme gereği
duymamışlardı. Aralarında savaş yoktu, çünkü savaşacak kadar gelişmemişlerdi.
Avcılıkta şanslılarsa doyuyorlar, yoksa su içip yaprak yiyorlardı. Ne taşı
yontmuşlardı ne de tekerleği bulmuşlardı; öyle yuvarlanıp gidiyorlardı.
Bize göre bir Perşembe, onlara
göre ise adı dahi olmayan bir akşamüstü yaşlı bir iguanaya benzeyen sürüngenin
peşinden koşarlarken iki klanın (klan olmadı ad düşün) doğal liderleri; en güçlü
olanları, rastlaştılar ve birbirlerine düşmanca baktılar. Daha önce
birbirlerini hiç görmemiş ama birbirlerinin nefreti ile büyümüşlerdi. İkisi de
birbirini süzdü bir süre. Hiç konuşmadan. İkisinin de bir elinde sopa,
diğerinde ise taş vardı. Bu sessiz bekleyiş o kadar uzun sürdü ki, hava
karardı, iguana bile gözden kayboldu. Acıktılar ve susadılar. Ama hareket
etmeden birbirlerini izlemeye devam ettiler. Nehir kuzeylerindeydi. İkisi de
nehre doğru baktı bir an. Gözlerini birbirlerinden ayırmadan nehre doğru
yürüdüler. Ve beraber su içtiler. Savruklardan olan (klan ismi dğeiştir)
sopasını karınca yuvasına soktu ve biriken karıncaları yalayarak yedi.
Gamsızlardan olan ise nehrin dibindeki taşın tuttuğu yosunu yedi. Sonra
birbirlerinin yediği şeyleri merak ettiler savruklardan olan yosunun tadına
baktı, gamsızlardan olan ise karıncaların. İkisi de bu yeni lezzeti yabancı ama
arada denenebilir buldu. Bir taşın üzerine oturdular ve aynı anda “Selamın
aleyküm”, dediler.
2.
Şaşılacak şey, aynı dili aynı
şekilde konuşuyorlardı. Onlara diğerlerinin iyi konuşamadıkları ve Allah’ı
umursamadıkları öğretilmişti. Ve birbirlerine anlatacak çok şeyleri vardı.
Şartları düşününce elbette havadan sudan konuştular. Savruklar tavuğa benzeyen
bir şey bulmuş ve evcilleştirmişti. Tadı çok güzel ve çok enerji veriyor
demişti. Gamsızlar ise kuş tüylerinin üzerinde uyumanın çok güzel olduğunu
bulmuşlardı. Savruklar toprağı kazınca su çıktığını bulmuştu, Gamsızlar ise otların
insanı çok güldürdüğü eve hayaller gördürdüğünü, bazı otların ise insanı
öldürdüğü bulmuşlardı. Savruklar
2. bölüm küslük sebebi. Keyifli ve sudan bir sebep
olmalı. Tabi kız meseles olmadan
3. bölüm o zaman. mağara düğünü.
ateş yakılmış, mamutlar çevriliyor. diğer klan da
tavuk getirmiş. hemen orada bir bilgi alışverişi. evlenen kız klan liderinin
kızı, evlendiği adam ise tabiki en iyi avcı ve potansiyel lider.
misafir tarafta ise meyve toplamaya başlamış. ilk
kez çilekle tanışan ev sahibi klan - klnalara isim de lazım-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder