18 Temmuz 2016 Pazartesi

pazartesi - aydınlık, eriyik, karanlık ve aydınlık

Belirli bir sıcaklıkta her şeyin akışkan olması, boyutlandırmamı her zaman çeşitlendirmiştir pazartesi ordinatsızları. Ne zaman kalabalığa ya da binalara baksam onların dondurma gibi eridiklerini düşünürüm. Şıp şıp damlamaya başlarlar en üstten alta kadar ve en son onlardan kocaman yayvan bir damla kalır.

*Çantasındaki biber gazı bayrağın içine sarılı olmalı.
*Polislere selam vermek için selektör yakmamalı.
*Bir küfrü asla üstü üste tekrarlamalı.
*Beni uydu telefonumdan arayıp “çok özledim” dememeli
*Kafasına takılan konuları toplumun da kafasına takıp çözüm aramalı.
*Kokusuz içkileri tercih etmeli.
*Uçak yolculuklarında kuleden izni kendi istemeli.


Tüm bu fikirler aklıma ikiz kulelerin erimesi getirdi. Ben de bire bir aynısı yaptırıyorum şimdi adını vermek istemediğim bir çölün ortasına. Bakalım nasıl eriyecek. Eriyecek mi yıkılacak mı? Ülkenin elektriklerini keseyim de herkes mum yakıp erimesini izlesin. Aranızdan bazıları belki bir aydınlanma yaşar.

Hiç yorum yok: