11 Temmuz 2016 Pazartesi

pazartesi - ançüezli pizza

Bazen bir koku beni geçmişimin derinliklerine fırlatır pazartesi dehlizlileri. İşte çarşamba sabahı tam da böyle bir hisle uyandım. Sanki beynime maziden fotoğraflar saldırdı. Önce bir sıçan konuştu benimle. Sonra yüzünde demir maske olan biri yerden çıktı. Yanında burnunda boynuz olan biri ile beraber. Ben bunları iyi bir dövdüm.

*Makarna pişirme olayına manasızca anlam yüklememeli.
*Televizyonu sinirlenmek için izlemeli.
*İnsanlardan bahsederken ‘insanlar’ demeli.
*Beklemeyi her zaman sıkıcı bir aktivite olarak tanımlamalı.
*Yüzebilen hayvanları yüzemeyenlerden daha çok sevmeli.
*Karanlık çöktüğü zaman o da çöküp biraz düşünmeli.
*Tekrarlamadan vurgulamalı.


Tam yakalayacaktım ki kaçtılar. Sonra sarı kıyafetli bir kadınla fotoğraf çektirdim. Birkaç kaplumbağa ile sakalaştım. Derken gerçek hayatta kapım çaldı; çalışından tanıdım, Belçika first leydisi. “Evde ançüezli pizza yaptım, kokmuştur, komşu hakkı” dedi. Pizzayı alıp kapıyı yüzüne kapattım. Ama aklım hala o eski maceramda. Nasıl bir hayat yaşıyorum yahu? Başkasının hayatının hikayesi benim mazimde yer dahi bile tutmuyor.

Hiç yorum yok: