Tarifi zor karmaşık
duygular
*Kızlarla tanışmak umuduyla gittiği fitness salonunda
dinlediği yirmi birinci askerlik anısı sonrası beyni sarsan; testesteronla karışık
pişmanlık duygusu.
*Telefon rehberinde 30, facebook’unda 50, twitterında 30 ve instagramında
15’e yakın arkadaşı olan birinin yaptığı paylaşımdan on dakika sonrası yaşadığı
beğenilmeme hissinin üstünü örten kibir.
*Zaman geçirmek için girdiği kitapçıda eline aldığı kitabın
önce kaç sayfa olduğuna, sonra da kaç lira olduğuna bakan kişinin ‘Alsam da
okumam, ne gerek var’ diye içinden geçirdiği andaki özeleştiriyle karışık kendini
bilme.
*Kızıl saçlı kızların gerçekten de kızıl saçlı sanan adamın,
gerçeği öğrendikten sonra kendini sorguladığı o üç saniye.
*Sevdiği tarafından sevilmeyen insanın ‘Keşke bir yerlerde
kayıp bir ikizi olsa’ diye içinden geçirdiği o ensestif kokan kekremsi salise.
*Sevdiği şarkıyı, sevdiğine dinlettiğin zaman beklediğin
reaksiyonun gelmeyeceğini sezdiğin an kalbine düşen ‘Off! Ben ne yapıyorum ya’
pişmanlığı.
*Misafirlikte uyuyup uyandığında, içinde sadece ‘Acaba
horladım mı?’ ’yı içeren endişe.
*En sevdiğin müzik grubunun klibini arkadaşlarınla izlerken,
bas gitaristin yerine kendini koyduktan sonraki; arkadaşlarını ve
arkadaşlıklarını yüzeysel bir şekilde sorgulama hali.
*Bir kafede çay falan içerken, çevre masaların birinde hiç
tanımadığın insanlar fotoğraf çektirirken istemsizce girdiğin kadrajda;
objektife bakmamak ama iyi çıkmak için hareketsizce durduğun o anda nasıl
çıktığı bilemeyecek olmanın verdiği bilinememezcilik.
*Çocuğunu sirke götürürken babanın, babasının onu küçükken
hiç sirke götürmediği hakkında arabada yaptığın sıkıcı konuşmanın sonlarına
doğru hissettiği naçarlığı örten gurur.
*Şehrindeki hapishaneden azılı bir katilin kaçtığını duyduğunda
hissettiğin takdirle karışık ürküntü
*Bir Amerikan romantik komedisi izlerken kendini yerine
koyduğu karakterin yaptıklarını gerçek hayatta yapsan başına gelecekleri
düşündüğünde yaşadığın aidiyetsizliği saran şükür.
*Sıkılan bir sivilcenden sonra çıkan kanın hissettirdiği
arınma hissi.
*Hoşlandığın adamdan hoşlanan diğer kızın senden güzel ama
senden daha aptal olduğunu fark ettiğinde kendi kendine söylediğin “İyi olan
kazansın” rekabetçiliği.
*Zorunluluktan konuştuğun ve seninle konuşurken yüzüne
bakmayan kişinin yanından ayrıldığında hissettiğin aşağılanmışlık hissini
perdeleyen öfke.
*Gittiğin bir düğünde çocuğunla ilgilenen palyaço kızı
arzuladıktan sonra eşine attığın bakış sonrası tekrar palyaço kıza bakıp,
tekrar eşine bakıp, tekrar palyaço kıza bakmanla devam eden; tenis maçı izler
gibi devam eden kafa karıştırıcı süreç.
*Yürürken karşıdan bir meczup bağıra çağıra geldiğinde
içinden geçen karşıya mı geçsem hissine korktu denmesinden çekindiğin için
karşı koyup yürümeye devam edip, meczup yanından geçtiği an hissettiğin
rahatlamayla karışık güçlü hissetme hali.
*Posta kutuna devletten bir kağıt geldiği zaman ilk
okuduğunda hiçbir şey anlamayıp, ikinci okuduğunda biraz konu hakkında fikrin
olduktan sonra, üçünce kez okurken hissettiğin anarşizmini tutan devletçi
refleksin.
*Elektrik gittiğinde hissettiğin kalp sıkışması ve isyanın
elektrik geldiğini an yerini alan tamamen manasız saf mutluluk hali.
*Gece gördüğün rüyayı bir arkadaşına anlatırken biraz
değiştirip; daha güzel, heyecan verici ve ilgi çekici hale getirdikten sonra
‘Amma uydurdum ha!’ övüncünü tokatlayan ‘Durup dururken yalan söyledik ha!’
silkelenmesi.
*Asla fiş vermeye bakkalla, asla fişsiz işlem yapmayan
market arasında kaldığın zaman, kapitalizm ve devletçiliğinin çatışması.
*Dizi film falan izlerken araya serpiştirilen gizli araba
reklamlarını görüp kendini zeki hissedip, daha sonra da zaten o arabaya alacak
parayı kazanman için on sene hiç yemek yememen gerektiğini hesapladığında
hissettiğindeki acıkma hissi.
*Geri dönüşüm kutusuna çöp attığın zaman hissettiğin tüketim
temelli gurur.
*Yaptığın planlar gerçekleşmediğinde kendini başarısız
hissetmeni engelleyen tevekkülliyet.
*Tam istiklal marşımızı coşkuyla söylerken, cami hoparlöründen
okunan ezanla beraber yaşanan acaba ne yapsamcı titreme.
*Borçlarından dolayı dükkanına haciz gelmiş bir çilingire acını
paylaştığını belirtmek için tutulan sigaranın sembolize ettiği ‘Sana saygı
duymamak elde değil’ hissiyatı.
*Geç kaldığın bir buluşmaya yetişmek için koşuşturup,
buluşma yerine vardığında buluşacağın kişinin henüz gelmediğini öğrediğindeki
terle karışık kızgınlık.
*Çok az İngilizcenle eşlik etmeye kalkıştığın şarkı
esnasında ağzından çıkan hiçbir dile ait olmayan kelimelerin süslediği, asla
gerçeklemeyecek hayallerin sonundaki ‘Ben neler düşünüyorum’ hissi.
*Belgesel bittikten on dakika sonra hiçbir şey öğrenmediğini
fark ettiğinde, televizyona karşı hissettiğin açık nefret.
*Bariz peruklu bir adam gördükten sonra onun görüş açısından
çıkana kadar tuttuğun gülümsemenin başka biri tarafından görülüp ayıpsanması
durumunda seni koruyacak umursamama kalkanı.
*Son kullanma tarihinin üzerinden bir güncük geçmiş bir
hazır gıdayı tüketirken hissettiğin fakirliğini ve dikkatsizlikle yoğrulmuş
adrenalin.
*Bir şeyler yazmaya başladığında hissettiğin bu çok farklı
olacak duygusunun; yazı bittiğinde yerini alan, ‘Bu çok saçma oldu’ pufflaması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder