29 Şubat 2016 Pazartesi

pazartesi - uyk

Sonuçlardan sebebe gitmek zorunda kalmayı pek sevmiyorum pazartesi deterministleri. Böyle plansız, öngörüsüz, zorunlu kaderci bir durum oluyor. Ama hayat işte bazen öngöremediğim nedenler, garip sonuçları kusuyor. Bunu neden mi anlatıyorum? Uyuyamıyorum ulan uyuyamıyorum!

*Zeytin dalı gönderenlerin ocağına zeytin ağacı dikmeli.
*Araştırmalarını sessiz sedasız sürdürmeli.
*Gölgesinden hızlı el hareketi çekmeli.
*Paskalya bayramında çalışmamalı.
*Uzaktan eğitimi telepati ile vermeli.
*Sabah giydiği mont öğlen sıcağında yük olduğunda; çöpe atacak kadar delirmeli.
*Garip ve gariban kavramları hakkında düşünmeyecek kadar liköryen olmalı


Ben her gece tam dört saat uyurum. Öğlenleri de siyasilerle toplantım varsa iki saat kadar da gözü açık uyurum. Ama üç gündür gece uykum üç saate kadar düştü. Uykusuzluk da biraz gerginleştirir beni. Dünya savaşı çıkartmamak ya da cadıları bulup kazanlarda kaynatmamak için kendimi zor tutuyorum. Uykumu azaltan sebep ya da sebepleri de bulamadığım için yarın tüm gün hiçbir şey yapmama emri çıkartıyorum. Siz bir durun; ben öncelikle sorun sizde mi ben de mi onu tespit ede

Hiç yorum yok: