Çarşamba sabah erken saatlerde camdan sarktım ve güneşin
bana yakınlık ve uzaklığının yer çekimimi ne kadar etkilediğini hesaplarken
kapı çaldı pazartesi pazartesicileri. Apartmana giren biri olmadığı halde
kapının çalmasından feci işkillendim ve okunmuş şömine küreğimi alıp kapıyı
açtım. Karşımda sopa yutmuş gibi duran yaşlı bir amca duruyordu. “Yaşına
hürmeten yüzünü dağıtmıyorum moruk. Söyle nasıl görünmez olabiliyorsun?” dedim.
*Kurşun geçirmez hayalleri olmalı.
*Televizyon kumandasını naylona sarıp kullanmalı.
*Kimseye bir şeyler öğretmeye çalışmamalı.
*Telefonunun
ekranının jelatinini aldığı gün sökmeli.
*Yoğurt
yapabilmeli.
“Bendeniz Emekli Kurmay Albay Serbülent Çağlayan alt komşunuzum”, dedi. Gizem çözülmüştü, adam
görünmez değildi. Birikmiş aidat borcumdan ve yöneticilik sırasının bana
geldiğinden bahsetti. Sonra adamın deli raporu olmalı, yoksa zaten ergenekondan
içeri alırlardı diye düşündüm ve “Evin hanımı yok” deyip kapıyı kapattım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder