9 Mart 2010 Salı

Öfke üzerine Grup terapisi

Mekan aydınlık ve geniş bir oda. Odada beş adet sandalye var. Sandalyeler bir çember oluşturacak şekilde dizilmiş ama sandalyeler arasında mesafe geniş. Terapist yaşlı, dökük saçlı, top sakallı ve fularlı. Dışarıdan ortamı giren herkes onun terapist olduğunu söyler. Statüsünün gereklerini dış görünüşene yansıtmış bir adam.

Odadaki diğer dört kişi ise Stevan Segal, Jan Klod Van Daym, Bruce Lee ve Chaki Chan.

Terapist, terapist ses tonu ile konuşmaya başladı, "Burada bulunma amacımız ortada arkadaşlar. Hepinizin öfke sorunu var. Şimdi isteyen biriniz söz alsın ve öfkesini anlatsın. Neler yaptığını ve yaptıklarının ne kadarının yanlış olduğunu. İlk kim konuşmak ister?"

Bruce Lee her zamanki asaleti ile "Ben söz almak istiyorum", dedi. "Sinema dünyasına kavga kavramını getirmiş kişi benim. Dövmediğim kişi kalmadı dünyada. Tek kişilik performanslarım efsanedir. Ejderin Dönüşü isimli filmimdeki kapitalizm eleştirimi benden sonra kim yapabildi? Ben bunlara kızıyorum. Benden sonra bir çapsız japon çıktı ve o da herkesi dövdü. Dövdü dövmesine ama bir yandan da dayak yedi. Kariyerinde porno film bile var. Benim bıraktığım bayrağı bu adam mı taşıyacak?"

Bruce Lee'nin sözlerinin muhatabı Chaki Chan'dı. İki asyalı birbirlerinin gözlerinin içine öfke ile baktılar. Bruce her zaman ki gibi ilk hareketi düşmanından bekledi. Chaki Chan ise kendinden emin gözükmeye çalışsa da bunu başaramıyordu. Çevikce bir hareketle sandalyesinden ayağa fırladı ve sandalyesini Bruce Lee'ye fırlattı. Bruce asaletini gösteren zarif bir hareketle sandalyeden kurtuldu. İmza hareketi olan kendi yerinde birkaç küçük zıplamasını yaptı ve sağ elinin baş parmağı ile burnuna iki kez dokundu.

Chaki, kurnaz adamdı. Bu hareketlerin manasını en iyi o biliyordu, Bruce hayava girmişse Kerim Abdulcabbar bile gelse nafileydi. Kaçmayı düşündü ama kapıya Bruce daha yakındı. Göz ucuyla odadaki diğer kişilere baktı. Terapist korku dolu gözlerle odanın bir ucunda durumu izliyordu. Jan Klod Van Daym ise yüzünde o çirkin gülümsemesi ile olacakları bekliyor gibiydi. Stevan Segal sandalyesini odanın diğer ucuna çekmiş oturuyordu. Onun gözlerinde gülümseme yoktu. Duygularını gizlemeye çalışıyor ve başarıyordu.

Bruce beklediği hamleyi almıştı. Artık saldırma zamanıydı. Üzerindeki beyaz gömleğini çıkarttı ve seri birkaç yumruk salladı. Chaki ilk yumruktan kaçabildiyse de ikinci ve üçüncü yumruğu zar zor blokladı. Dördüncü yumruk ise göğsünün soluna geldi ve sendeledi. Hemen atağa kalktı Chaki, hırsına engel olamadan kontrolsüzce saldırdı. Bruce gelen yumruk ve tekmeleri bloklamakta zorlanmıyordu ama saldırının seriliğinden dolayı cevap da veremiyordu. Yaşlıydı, Chaki Chan'nın enerjisine ne kadar dayanabilir kestiremiyordu.

Zihinsel üstünlük Bruce Lee'deydi ve bunu kullanması gerektiğini biliyordu. Dövüş tekniğinden beklenmeyen bir hareket yaptı ve kaçmaya başladı. Chaki şaşkındı ama hırsı zekasının önüne geçeli çok olduğundan kaçanı kovalıyordu. Bruce tüm hızı ile duvara doğru koşmaktaydı Chaki ise takipte. Bruce yerden fırladı ve önce sağ ayağını, sonra da sol ayağını duvara basarak havalandı. Sol ayağıyla kendini geriye doğru iten Bruce havada geri takla atarak bir anda Chaki Chan'nın arkasına geçmiş oldu. Chaki şaşkın arkasını dönmeden Bruce havada ikili tekmeyi Chaki Chan'nın ense köküne attı. Öyle sert bir tekmeydi ki bu Chaki dağıldı ve kafasını duvara vurdu. Terapist korku ile konuştu, "Öfkeni kontrol etmelisin Bruce".

Bruce yere düşene vurmazdı ama öfkesine yenik düştü ve Chaki Chan'ın saçlarından tutarak birkaç kez daha duvara vurdu. Steven Segal ve Jan Klod Van Daym baktılar ki Bruce öldürecek koşarak onu engellemeye çalıştılar. Jan Klod Van Daym, "Dostum dur, öldüreceksin onu." dedi. Bruce sesi duyunca irkildi ve elinde Chaki'nin saçı, sese doğru öyle delici bir bakış attı ki Jan Klod durdu. Bruce'un gözlerindeki kendinden geçmiş ifade ürperticiydi.

Stevan Segal ise Bruce Lee'nin gözlerini görmediği için belki de ," Sakin ol dostum" diyerek elini omzuna attı. Bruce ise kendinden geçmiş olduğu için bir anda Stevan'a saldırdı. Stevan onuncu dan karakuşak aikidocuydu. Hantal cüssesin ve koca göbeğine rağmen üst düzey bir sporcuydu. Bir savunma sporu olan aikidoda bu derece ilerlemiş biri olmasa Bruce Lee'nin ellerinde Chaki Chan gibi olması içten bile değildi. Bruce'un yumruklarını elleri ile yumuşatarak darbelerden kurtulmayı başarıyor bir yandan da Jan Klod Van Daym'ın bir fırsat kollayıp kendisine saldırmasından çekiniyordu. Biliyordu ki; bu sinsi gülüşlü Belçikalı bu durumdan faydalanmak isteyecek karaktersizlikte biriydi.

Stevan bunları düşünürkenki bir anlık dalgınlığından faydalanan Bruce Lee yine kendisine hiç yakışmayacak bir hareket daha yaptı ve Stevan Segal'in hayalarına sertçe bir tekme attı. Stevan'nın canı öyle yanmıştı ki dizleri üzerine çöktü. Yüzü kıpkırmızıydı. Hareket edecek hali kalmamıştı. Bruce gözlerindeki donukluk ile bir uçan tekme çıkartacaktı ki kafasına gelen sandalya onu yere yığdı.

Sandalyeyi fırlatan Jan Klod Van Daym'dı. Elinde kırdığı sandalyenin bacağı yerde yatan Bruce Lee'nin kafasına sertçe vurmaya başladı. Vururken de bir yandan " Gözlerinden korktum sandın ha! Aptal Japon! Ben kimseden korkmam ve asla bir kavgayı kaybetmem!" Gözlerinde korkunç öfke, elinde sandalyenin ayağı ile Bruce Lee'nin suratını dağıtmıştı.

Dizleri üzerinde duran Stevan kendine geldi ve ayağa kalktı. Topallayarak arkadan Jan klod Van Daym'a yaklaştı ve sağ eliyle ensesini, sol eliyle çenesini tutup boynunu kırdı. Kırılma sesi birkaç dakika sürecek olan sessizliğin tetikleyicisiydi. Van Daym'ın bedeni hareketsiz yerde yatıyordu. Ölmüş olmalıydı. Terapist, sessizliği korku dolu sesiyle böldü; "Sakin ol Stevan, her şey bitti. Derin nefesler almalısın. Burnundan al nefesi ve ağzından ver, harika Stevan. Şimdi de içinden ona kadar saymanı istiyorum". Stevan terapistin dediklerini yerine getiriyordu ama yüklenmiş olduğu yüksek adrenalini vücudundan atamıyordu.  

Stevan Segal tam ona kadar saymıştı ki odanın kapısı dev gibi bir adam tarafından kırıldı. Siyah deri ceketi, siyah güneş gözlükleri ve elindeki pompalı tüfeği ile içeri giren adam Arnold Schwarzenegger'di. Silahını ateşledi ve Stevan Segal'i öldürdü. Sonra gözlüğü çıkarttı, terapiste baktı ve "California kanunlarına dayanarak hepinizi tutukluyorum, sessiz kalma hakkına sahipsiniz", dedi.

Hiç yorum yok: