Aliciğim, enişteciğin
gibi temiz kalpli, içi dışı bir insanlar; kötü kalpli insanların kötü
şakalarına hep maruz kalırlar. Bu anı tee ortaokul yıllarından kalma. Derslerden
bunalan Hasan enişteciğin ve ekürisi, turizm sevdalısı Cahit abin okulu
asıyorlar ve kabir ziyaretine Anıtkabir’e gidiyorlar. Hafta içi, öğlen vakti;
ülke koalisyonlarla yönetiliyor ve Atatürkçülük bu kadar trend değil. Cahit
abin Ankara’yı çok iyi bilir. I. Meclis, II. Meclis, müzeler, camiler hepsine
çok hakimdir; kendisi tam anlamı ile bir Ankara sevdalısıdır. Yol boyunca Erol
enişten soruyor, Camit cevaplıyor. Tam aslanlı yola geliyorlar, Erol
enişteciğin “Ne kadar tatlı aslancıklar, ne kadar güzeller” diyor ve aslanlara
doğru koşuyor. Hemen görevli askerler eniştene heykellere dokunmanın yasak olduğunu
gayet tesekaca söylüyor; Erol hemen Cahit’e soruyor; “Kanka aslanlara dokunmak
neden yasak?”
Camit’in aklına hemen
bir muziplik geliyor ve anlatmaya başlıyor. “Bu aslanlar saltanat aslanlarıymış
ve Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı gelmişler. Bunu duyan Atatürk de
aslanları yakalatmış ve alçıyla kaplatmış. Aslında bu aslanlar yaşıyor, heykel
değil, ondan asker abiler yaklaşmana izin vermedi.” diyor ve devam ediyor “Cezaları
23 nisan 2023’de bitecek ve onları salacaklar. Erol eniştenin gözler doluyor
tabi “Peki kanka bunlar nasıl yemek yiyor?” diyor. Camit aslanların ağzını
gösteriyor ve “Sabah oradan yemeği atıyor, akşam da kuyruklarının arkasından
alıyorlar” diyor. Erol enişteciğin paramparça aliciğim. Atatürk’ün bu kadar
gaddar olacağına inanamıyor ama bir yandan da Atatürk ilke ve inkılaplarına tüm
kalbiyle bağlı. Ama yine de üzülüyor aslancıklara.
Aslanlı yoldan
geçiyorlar ve bu sefer Atatürk’ün mozolesinin karşısına gelince enişteciğin
kendini yere atıyor ve başlıyor ağlamaya “Atam noooooolur affedin Atam. Onlar hayvan,
sizi ve sizin bizim için yaptıklarınızı bilseler, anlayabilseler saltanatçı
olurlar mıydı? Noooolur affedin, 2023’e kadar çok var...” daha söylecekleri
olmasına rağmen; görevli askerler enişteciğini mozoleden söküyor ve dışarı
atıyorlar. Camit ise tanımamazlıktan geliyor. Sonra neler oldu, o kısmı
enişteciğin hiç anlatmadı ama diğer gün enişteciğin okula geldiğinde Camit’le
hiç konuşmadı. İkinci teneffüs barıştılar, öğle teneffüsünde Camit Erol
enişteciğinin öğlen yemeğinden otlanıyordu. Garibim kin de tutamaz ki…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder