27 Aralık 2015 Pazar

pazartesi - ruhun akışkanlığı

Parmak uçlarımdan ruhumun damladığını hissediyorum pazartesi tesisatsızları. Çok ilginç bir ruh hali. Şıp şıp şıp şıp şıp. Parke kalkmasın diye parmak ucumun tam altına kova koydum. Kovanın içine de bir parça bez; sesi azaltıyor ama engellemiyor. Biriken suyu atamıyorum da. Kimi aramam gerektiğini bilemiyorum da.  Ölüyor olabilir miyim?

*Adıma verilen onu ödüllerini her sene kazanmalı.
*Dayısıyla çok yüz göz olmamalı.
*Düet yaparken benim sesimin öne çıkması için pesten söylemeli.
*Samimiyet maskesini hiç çıkartmamalı.
*Öze değil söze bakacak derinlikte olmalı.
*Libo-satanist bir oluşuma maddi destek vermeli.
*Hazır boş vakti çokken bol bol harcamalı.


Ben olmanın en kötü yanı başına bir dert geldiğinde arayacak kimse olmaması. Aslında bir süperman şu an için fena olmazdı ama ben devlet su işleri müdürünü aramayı daha doğru buldum. Çünkü benden damlayan suları şehir şebekesine vermekten daha iyi bir çözüm o kadar kassam da aklıma gelmiyor. Altı gündür haberiniz olmasa da benim ruhumdan içiyor ve benim ruhumdan yıkanıyorsunuz. Duruma bakarsa çok bir işe yaramış gibi değil, her şey aynı derece de bok.

Hiç yorum yok: