22 Eylül 2015 Salı

Kalaşnikof kredisi girişimci şube şakası düşün



Bir uçan daire şehrin ortasına inmiş, uzaylılar ellerinde silahları önlerine geleni vuruyorlardı. Hava çok sıcaktı ve nemliydi; sivrisinekler birkaç gecedir kimseleri uyutmuyordu… Aynı insanlar gibiydiler, sadece yeşildiler ve kanları da yeşildi. Üzerlerinde sadece siyah paçalı donları vardı ve kurşun geçiriyorlardı. Silahları da bizimkinden farklı değildi. Arada tutukluk falan yapıyor, kurşun gibi bir şey atıyorlardı. Tek farklı uzaylı kurşunları yaralamıyordu, sıyırsa bile küt ölüyorduk. O uçan daireden kaç uzaylı çıktığını bilmemizi şartı savaşı kazanmaktı. İlk ölen Abdullah Barış oldu. İlk kurşunu o sıktı. Savaşı dünyalılar kazanırsa bir ilk kurşun anıtı dikilirdi, ama uzaylılar kazanırsa kimse onu hatırlamazdı. Sayıca az da olsalar savaşı Uzaylılar kazanacak gibiydi.

Tüm dünya terk etti şehrimizi. Yok saydılar bizi, hiçbir işbirliği ve barış anlaşmasının maddeleri uzaylı istilasını içermiyordu. Başka uçan daireler başka şehirlere indiler ama onlara ateş etmediler. Radyo binasına gidip darbe bildirisi de okumadılar. Yönetmek ya da ganimet gibi dertleri yoktu orada. Sadece takıldılar, fotoğraf çektirttiler, lokantalarda yemekler yediler, kimisi kütüphanelere, kimisi gece kulüplerine gitti,  luna parklarda makinalara bindiler; paraları yoktu, zaten kimse de onlardan para istemiyordu. Ama bizim şehrimizle bir alıp vermedikleri olduğu belliydi.


Hiç yorum yok: