Askerlikle ilgili hemen her şeyle aramda husumet
vardır pazartesi antimilitaristlari. Ordularını lav etmiş ülkeleri hep takdir
etmişimdir. Bazı ülkeler ise hala haki yeşil faşizmlerine benden gizli olarak
da olsa devam ettiklerini bilirim. Özellikle Sosyalik Sovyetler Falan Fistan’da
büyük bir kitle kendilerine asker, başlarındaki adama general diyorlarmış. Hemen
savaş boyalarımı elmacık kemiklerime sürdüm ve gizli bir operasyon düzenledim.
*İhracatla ithalat birbirine karıştırmamalı.
*Doğru nefes alıp vermeli.
*Artık bir zahmet kamyon arkası yazılarına
gülmemeli.
*Soy ağacına soysuzun biri aşı yapmamalı.
*Kendini patlatabilecek kadar bombacılık bilmeli.
*Kaşkol bere taktığında dayıma benzememeli.
*Evlilik terapisti beslemek için evlenmeyi
beklemeyecek kadar ileri görüşlü olmalı.
Hava çok soğuktu, nefes verirken ağzımdan duman
çıkmasın diye tüm Sibirya’yı tek nefeste koştum ve operasyonu düzenledim. Beni görünce
tabi ödleri boklarına karıştı. Sonra bir koltuk ayarladılar; önüme plastik
tabakta kuru pasta ve plastik şişede su koyup şarkı söylemeye başladılar. Sağlam
repertuarları var ama çok bağırıyorlar. “Şarkı söylemek bağırmak değildir!”
diye bağırdım ve kalktım. Ben giderken arkamdan İzmir Marşı’nı söylediler. Tam kapıdan
çıkarken de döndüm ve “Sıcak denizleri unutun” deyip kapıyı çarptım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder