18 Ocak 2015 Pazar

pazartesi - kızıl ordu korosu

Askerlikle ilgili hemen her şeyle aramda husumet vardır pazartesi antimilitaristlari. Ordularını lav etmiş ülkeleri hep takdir etmişimdir. Bazı ülkeler ise hala haki yeşil faşizmlerine benden gizli olarak da olsa devam ettiklerini bilirim. Özellikle Sosyalik Sovyetler Falan Fistan’da büyük bir kitle kendilerine asker, başlarındaki adama general diyorlarmış. Hemen savaş boyalarımı elmacık kemiklerime sürdüm ve gizli bir operasyon düzenledim.

*İhracatla ithalat birbirine karıştırmamalı.
*Doğru nefes alıp vermeli.
*Artık bir zahmet kamyon arkası yazılarına gülmemeli.
*Soy ağacına soysuzun biri aşı yapmamalı.
*Kendini patlatabilecek kadar bombacılık bilmeli.
*Kaşkol bere taktığında dayıma benzememeli.
*Evlilik terapisti beslemek için evlenmeyi beklemeyecek kadar ileri görüşlü olmalı.


Hava çok soğuktu, nefes verirken ağzımdan duman çıkmasın diye tüm Sibirya’yı tek nefeste koştum ve operasyonu düzenledim. Beni görünce tabi ödleri boklarına karıştı. Sonra bir koltuk ayarladılar; önüme plastik tabakta kuru pasta ve plastik şişede su koyup şarkı söylemeye başladılar. Sağlam repertuarları var ama çok bağırıyorlar. “Şarkı söylemek bağırmak değildir!” diye bağırdım ve kalktım. Ben giderken arkamdan İzmir Marşı’nı söylediler. Tam kapıdan çıkarken de döndüm ve “Sıcak denizleri unutun” deyip kapıyı çarptım.

Hiç yorum yok: