Pazar öğleden sonra kapının önünde; Hilary Clinton,
Angela Merkel, Yıldız Tilbe ve II. Elizabeth’i görünce bir şey unuttuğumu
hatırladım pazartesi dilemmaları. İçeri girdikten sonra çantalarından ev
ayakkabılarını çıkarttıkları zaman bende jeton düştü. Bugün bizim günümüzdü.
Ben bir şey hazırlamadım kızlar, dememe kalmadı hemen mutfağa girip bir şeyler
hazırladılar.
*Bilime çok kafa yormamalı.
*Festival insanı olmalı.
*Dans ederken kendinden geçmeli.
*Cam silerken yere ağ germeli.
*Klavyemin tuşlarının arasını temizlemeli.
*Hayali arkadaşının ruhunun hep yanında gezdirdiği
saksı çiçeğine geçtiğine inanmalı, inandırmalı.
*İlkokuldayken dağıtılan Kızılay yardım zarfına
koyması için babasının verdiği parayı zimmetine geçirmiş olmalı.
Almanlar çok güzel mercimekli köfte yapıyor. Neyse
yemeğimizi yedik, çayımızı içtik, dedikodumuzu yaptık; sonra Yıldız söyleme
başladı, biz de oynamaya. Bir güzel kurtlarımız döktük. Bir baktım Merkel’le
popo tokuşturuyorum. Neyse ben biraz sert tokuşturunca Merkel sen uç, popo üstü
düş. Leğen kemiği kırılmış. Sağolsunlar diplomatik kriz olmasın diye kayak
yaparken kırıldı diye haber uydurmuşlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder