16 Ocak 2014 Perşembe

Organ mafyası

                                -kurtardığın her hayatın geri kalan günlerinden sen sorumlusundur, bir japon atasözü-



Kalp: Kalbimi Türkiye’de özel görevde olan Trinidad&Tobacco’lu bir casusa nakletmişler. Adam sadece üç ay sonra görevine dönmüş ve dört Türk dahi çocuğu Trinidad&Tobacco  vatandaşı olmaya ikna etmiş. Geçen zamanla beraber bu dört çocuktan üçü orduda görev almış. Kişisel hırslarına yenilip önce darbe yapmışlar sonra da Chad’a deniz savaşı açmışlar.

Akciğer: Akciğerlerimi ise Yeşilay Tokat il başkanına nakletmişler. Meğersem adam gizli gizli sigara içermiş; hem de Yeni Harman, hem de filtresini kırıp da. Tabi sırrını kimse öğrenmemiş. Üzerideki tütün kokusunun nedeninin kahvehanelere gidip attığı nutuklar zamanında yapıştığını sanırlarmış. Sırrı sırlığını koruduğundan tüm Tokatlılar’ı bir tevekkül kaplamış. “İçenin de ciğerler gidiyor; içmeyenin de” deyip durmuşlar. Yeşilay Tokat’ta kapanmış. Sigara ile savaşmak isteyen Yeşilaylılar başka şehirlere göç etmişler.

Karaciğer: Karaciğerimi ise lise son sınıf öğrencisi, tüm notlar 100 olan, namazında niyazında bir kızcağıza vermişler. Ama hayatı kurtulunca kıza bir rehavet çökmüş. “Amaaann! Nasılsa ölmüyorum, tadını çıkartayım” havalarına girmiş. Namazı da, dersi de bırakmış. Gitmiş her yönden en dipteki bir pavyonda dansözlüğe başlamış. Ameliyat izi kızın göbek titretişlerine ve atışlarına apayrı bir hava katıyormuş. Mesleğinde hızla ilerlemiş; gazino kralları uğruna birbirlerini öldürmüş, mafyalar uğruna çatışmış da durmuş.

Sonra benim karaciğer de iflas etmiş. Nasılsa yenisi bulunur diye hiç umudunu kaybetmemiş, son nefesine kadar gerdan kırmaya devam etmiş.

Sağ Böbrek: Sağ böbreğimi mavi muhabbet kuşları ile yaşayan Manisalı orta yaşlı bir kadına nakletmişler. Kadının evinin her yeri saksıda Manisa laleleri çevriliymiş. Mavi muhabbet kuşları ve mavi laleler. Kadını herkes yadırgasa da hastadır, dermiş seslerini çıkartmazmışlar. Kadın kenaviş gözlüymüş. Özellikle sağlıklı insanları kıskanır ve enerjisini gönderip sağlığını bozarmış. Kimine göre bunu bilerek, kimine göre ise bilmeyerek yaparmış. 100 yaşında muhabbet kuşlarından bulaşan tropik bir hastalıktan ölene kadar sayısız kişinin sağlığı ile oynamış.


Sol Böbrek: Sol böbreğimi hani şu devasa havuzlar var ya hani binlerce çeşit balık yüzüyor; alışveriş merkezlerine müşteri çekmek için kuruyorlar, onlardan birinin genel müdürüne nakletmişler. Aslında adam eskiden sıradan evrak işleri ile uğraşan biriyken bir anda havuzun genel müdürü olmuş, işini laykıyla yapacak kalitede ya da kalibrede biri değilmiş. Patronu vicdan yapmış da atamış -ki devasa bir hapishane işletiyor elbette yapacak- Neyse ,iyişleşince işin yükü iyice omuzlarına binmiş ve beceremez olmuş.  Her geçen gün artan bir depresyon sonucu hala nasıl elde ettiği muamma olan bir bazuka ile akvaryumu bazukalamış. Tüm balıklar ve o ölmüş.

Hiç yorum yok: