NASA’ya olan
kırgınlığım sürse de; her seferinde bir yolunu bulup gönlümü alıyorlar pazartesi
kauntumcuları. Eşek sıpaları bu sefer o kadar tatlı bir sürprizle kapımı çaldılar
ki; inanın ne dövebildim ne de kalplerini kırabildim. Evin her odasına yangın
alarmı gibi bir şey kurdular ve elimi öpüp gittiler.
*Islak beton
gördü mü adını ve tarihi yazmalı.
*Abuk subuk
şakaları olmalı.
*Soluma
yakışmalı.
*Televizyona
çıkmalı ama beş kilo fazla çıkmamalı.
*Ne mobil ne de
yayayken buzda kaymamalı.
*Şansı yaver
gitmeli.
*Dakik olmamalı,
zamana yaymalı.
Onlar gider
gitmez hemen yeni oyuncağımı denedim tabiki. Tuşa bastığım gibi yerçekimsiz
ortamdaydım. Evde tatlı tatlı süzüldüm, tavandaki örümcek ağlarını aldım. Ağları
aldığım yerde tetris oynadım. Süperdi, tetris bile tersti. Sonra uyuya
kalmışım, uyandığımda ise kafam şöminemim içindeydi. Kafamdaki isi yıkamak için
banyoya girdim ama yıkanamadım. Tüm banyo su oldu. Tuvalet konusuna ise hiç
girmiyorum. Ama ne olursa olsun, çok eğlenceli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder