10 Aralık 2013 Salı

huzurevi - mekan

Kırk çok yaşlı bir solundayız. Ortada sandalyeler ve masalar var. Erkekler televizyonunda başında doğru hareketlenmeye başladı bile. Öğlen haberlerine on beş dakika var ve bir kısmınızı televizyona kadar yürümesi zaten on beş dakika alıyor. Kadınlardan gözleri iyi görebilenler belki gelir diye bekledikleri torun torbasına bir şeyler örüyor. Tescilli vefasızlıklar vefa dilercesine.

Haberler bitti, duyanlar duymayanlara olanları anlattı. Bir kısım tartışmaya devam etti. Çok ses yapıyor ve kavga ediyorlar diye televizyon akşamüstüne kadar kapalı. Evlenme programına kadar kimse açmayacak.

Masalarda okey ve kağıt oynuyorlar. Bir şeyine oynamak yasak ve bir o kadar imkansız. Çünkü üzerine oynanacak bir şeyleri olsa çoğu kişinin burada işi olmaz. Sakinleştiricisine ya da uyku hapına büyük oyunlar oynanır belki ama ilaçları mavi önlüklü hastabakıcılar içirdiği için kimseni eline ilacı geçmiyor.

Sigara yasak ve sigara odası yok. Herkes de romatizma olduğu için cam açmak her zaman sorun. Ondan sigara içen dışarı çıkmak zorunda.

Odalar birer ya da üçer kişilik. F tipi hapishaneler gibi. Az biraz gücü olan kadınlar yataklarını topluyor, erkekler yataklarını ne kadar güçlü olurlarsa olsun toplamıyorlar. Çarfaşlar ve yastık kılıfları tek tip. Hepsi koyu mavi ya da koyu yeşil.

Yaşlandıkça alerjik olduğundan insan;  çiçek ve hayvan kesinlikle yasaklar listesinden en üstlerde. Herkes daha sinirli, daha öfkeli, daha küfürbaz ve daha kavgacı. Ortamda bir tane bile ermiş ya da erme potansiyeli olan biri yok gibi. Herkes anlatıyor bir şeyler. Herkes, herkesi hikayesini en ince ayrıntısına kadar biliyor. Dinleyeni dinleyen yok. Herkes daha acımasız. Ölüm çok daha sıradan.



Hiç yorum yok: