Çarşamba sabahı bir ürperti ile uyandım
pazartesi pürüpakları. Evde bir terslik, bir farklılık var ama çözemiyorum.
Elimde büyüteç sağa solu inceledim ama nafile. Gözlerimi kapattım ve fotoğrafik
hafızamla odayı tararken bir şey fark ettim. Sehpahanın üstünde beyaz bir toz. Tüm
yüzeyi kaplamış. Hemen öylesine bir numara çevirdim ve telefonu açan kadına
durumu anlattım, sekiz dakika sonra polisler ve olay yeri incelem kapımdaydı.
*Pandomime ilgisi hobi düzeyinde olmalı.
*Gülerken göğüsleri çok sallanmamalı.
*Çantasında her zaman kolonyalı mendili olmalı.
*Yaz kış denize girenler derneği fahri üyesi olmalı.
*Nasılsa çıkmaz diye milli piyango almamalı.
“Şarbon ya da başka bir kimyasal saldırı olmalı”, dedi
derin dekolteli kadın emliyet müdürü. “Olabilir, lütfen şu düğmelerinizi
ilikleyiniz, arkadaşlarınız çalışamıyor”, diye tersledim. Örnekleri aldılar ve
evi dört köşe temizleyip gittiler. Yarım saat sonra düğmeleri ilikli şekilde
kadın emliyet müdürü kapıyı çaldı. “Efendim sonuçlar çıktı, sehpahanızdaki toz
bildiğimiz tozmuş” dedi. “Toz ol!” deyip kapıyı kapattım. Benim evde hiç toz
olmazdı ki. Gazetemi açtım, sol alt köşede (Belçika firstlaydsi trafik kazası
geçirdi, hastanede yatıyor) yazıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder